Sahip olduğu birbirinden eşsiz değerleriyle adından sıkça söz ettiren Karacabey’in, yeni araştırma konularıyla farklı zenginlikleri gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.
Balıkesir Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü birincilikle bitiren Karacabeyli Mehmet Bıldırcın, lisans bitirme tezinde “Osmanlı Döneminde Mihaliç Kazası ve İskelesi” konusunu araştırdı ve çarpıcı bilgilere ulaştı.
Bitirme tezi için hazırladığı çalışmayı Karacabey arşivine de kazandırmayı amaçlayan ve bu sebeple Belediye Başkanı Ali Özkan ile bir araya gelen Bıldırcın, çalışması hakkında Başkan Özkan’a bilgi verdi.
Ciddi bulgular
Bitirme tezinde, Başbakanlık Osmanlı arşivindeki salnameler ve çeşitli dokümanları inceleme fırsatı bulduğunu belirten Bıldırcın, “Mihaliç İskelesi hiç gün yüzüne çıkmamış ancak önemli bir konu. Bu çalışmamda ciddi bulgular elde ettim. Tarihimiz çok zengin. Karadere üzerinde İskele Köyü adında bir yerleşim ve burada özellikle Mihaliç’in deniz yoluyla ticaretini destekleyen bir iskele mevcuttu. İstanbul ve onun üzerinden yurdun çeşitli bölgelerine Mihaliç’in ürünleri dağılıyordu. Bu tarihi önemi yüksek iskeleden günümüze ulaşan kalıntılar arasında, Dalyan Gölü civarındaki gümrük binası ve Kocadere kıyısında bulunan iskele köyüne ait olduğu düşünülen Hacı Ahmet Ağa Camii kalıntıları mevcut” dedi.
Araştırmaya devam edecek
Akademik kariyerine aynı konu üzerinden devam ederek, yüksek lisans ve doktora tezlerinde yine Karacabey tarihini araştırmayı düşündüğünü belirten Mehmet Bıldırcın, kariyerine eğitmen olarak devam etmeyi düşündüğünü söyleyerek, bu aşamada çalışmalarıyla memleketi olan Karacabey’in tarihine de ışık tutmak istediğini sözlerine ekledi.
Değerlerimizi araştırıyoruz
Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan da, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bizler, belediyemiz bünyesinde bir ekip ile çeşitli zamanlarda merkez ve kırsal mahallelerimizi gezerek somut ve soyut arşivimizi güncelliyoruz, yeniliyoruz. Bu çalışmalarımızda sadece tarihi eserlere yönelik değil, kültür gelenek ve görenek gibi geçmişte kalan unutulmaya yüz tutmuş somut ve soyut değerlerimizi araştırıyoruz. Mehmet kardeşimizde bu noktada bizlere ışık tutabilecek bir çalışmayı tezinde konu edinmiş. Ve bu çalışmadan da görüyoruz ki şehrimiz, geçmişte de sarayın ve İstanbul’un hububat ile et ihtiyacına cevap veriyormuş. Bu güzel davranışından ötürü kendisine teşekkür ediyor, akademik kariyerinde başarılar diliyorum” dedi.