CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Mustafakemalpaşa’nın Garipçetekke Köyünde yaşanan garipliklere dikkat çekti.
Garipçetekke’nin ihtiyacını karşılayan su deposundan yükselen ağır kokular üzerine köylülerin yaşadığı endişeyi dile getiren Altaca Kayışoğlu, “Köy muhtarı ve konuştuğumuz köylüler, su depolarından yükselen kokunun fosseptik kokusunu andırdığını, depolarına karşı bir sabotaj olabileceğini düşünüyorlar. Bu düşüncenin yerleşmiş olmasına biraz da BUSKİ yetkililerinin olay karşısında hızlı hareket etmemesi neden olmuş gözüküyor.
Kokunun gerekçesini bir an önce bilimsel verilerle analiz edip, Garipçetekkeliler bilgilendirmeliler. BUSKİ’nin gecikmeli de olsa gelip depoyu temizlemeleri olumlu olmakla birlikte keşke bu çabalarını su depolarını daha önceden kontrol ederek göstermiş olsalardı da böyle bir olay yaşanmamış olsaydı” dedi.
CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, CHP Mustafakemalpaşa İlçe Başkanı Serda Tandoğan Kuru ile birlikte gittiği Garipçetekke’de yaşanan garipliğin sadece ağır kokular yükselen su deposu olmadığını, köy Muhtarı Ümit Kurt’u dinleyince adliyelik boyutlara ulaşan garipliklerin de adresi olduğunu söyledi.
Garipçetekke’de tescilli bir alanda üç türbe bulunduğunun altını çizen Altaca Kayışoğlu, yaşanan garipliği şu sözle dile getirdi: “Köy muhtarımız Ümit Kurt, bundan 7-8 ay önce üç kadının gece vakti gelip İdris Dede Türbesi’nin etrafına tuğla ve inşaat malzemesi yığdığını, bu duruma müdahale ettiklerinde kendilerine, ‘Biz, Büyükşehir’den geliyoruz, türbeyi onaracağız’ dediklerini ancak sonrasında yaşananlar nedeniyle daha büyük bir şaşkınlık yaşadıklarını dile getiriyor.
Üç kadın jandarmanın olay yerine gelmesiyle amaçlarına ulaşamıyor. Ancak şu garipliğe bakın ki gece yarısı gelip türbede çalışma yapmaya kalkan kadınlarla ilgili ne güvenlik güçleri ‘Çalışma yapmanıza dair izin belgeniz var mı’ diye soruyor, ne de savcılık bu kadınlar hakkında işlem yapıyor.
Garipçetekkeliler, kendileri için kutsal olan türbeyi bir gece gelip onarıyoruz diye kırıp döken kadınları engelledikleri için yargılanıyorlar. Böyle bir gariplik olabilir mi? Kim bu kadınlar? Büyükşehir’den hangi yetkiyi alıp da gelmişler köye? Restorasyon çalışması için neden gece denilebilecek bir saat seçilmiş?
Muhtar ve Garipçetekkeliler gelen kadınların defineci olduğunu düşünüyor. Kolluk kuvvetlerinin gece geç saatlerde İdris Dede türbesinin mezar duvarını yıkıp restorasyon yaptığını söyleyen kadınlara izin belgelerinin olup olmadığını sormamış olmasını yadırgadıklarını belirtiyorlar. Böyle bir olay karşısında izlenmiş olan yolu yadırgamamak elde değil.
Garipçetekke’ye yönelik belli ki sistematik bir taciz var. Önce defineci mi yoksa başka bir şey mi olduğu belli olmayan üç kadının gece yaptığı tekke onarım girişimi ardından su deposunda yoğunlaşan ağır koku, Garipçetekke’deki garipliklerin iyi araştırılması gerektiğini ortaya koyuyor. Umarız kolluk kuvvetleriyle yargı sürecini yürüten yetkililer bu iki olayın üzerinde sağlıklı duruyor”