Eğitim Sen Karacabey Temsilciliği, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle açıklamada bulundu.
24 Kasım kutlamalarının tek sahici yanının, öğretmenlerin umut dolu bakışları olduğu ifade edilen açıklamada Eğitim Sen İlçe Yürütme Kurulu Üyeleri; “Yarın, 24 Kasım Öğretmenler Günü. Yarın, öğretmenlerin bin bir fedakârlıkla elde ettiği toplumsal sevginin, egemenlerin elinde siyasi pazarlama tekniğine dönüştüğüne tanık olacağımız gün.
Yarın, mesleği ve öğrencileri elinden alınan, güvencesiz istihdamla düşük maaşlarla çalışmaya zorlanan, mesleği itibarsızlaştırılan, siyasi iktidara itaat etmesi istenen, işsizliğe mahkum edilen, yarınımız ne olacak kaygısına terk edilen öğretmenlerin günü. Tıpkı 1981 yılında, bundan 37 yıl önce, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü ilan eden askeri cuntanın yapmak istediği gibi.
24 Kasım, her ne kadar egemenlerin gösteri cümbüşüyle öğretmenler nezdinde karşılık bulmasa da kimi zaman telefondaki bir sesle, kimi zaman bir çiçekle ancak en çok da küçücük gözlerin içine dolan umut ve heyecanla öğretmenlerin içini titretebiliyor. Her türlü yapısal soruna rağmen yaratıcılığını, potansiyelini desteklediğimiz; eşitlikten, barıştan, laiklikten, özgürlükten, insandan yana aydınlık nesillerin yetişmesinde katkımızın olduğunu görmek bizlere güç veriyor. Ancak bu güzel duygunun dahi yakasına yapışan ağır sorunlarla karşı karşıya bırakılıyoruz.
Bu kapsamda, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde, ‘Öğretmen Dünya Değiştirir’ diyerek başlattığımız kampanyamızın bir parçası olarak 2424 öğretmenimizle bir anket çalışması yaptık. Anketimizdeki çarpıcı sonuçlara genel hatlarıyla bakacak olursak öğretmenlerin;
%57’si aldığı maaşın yaptığı işi karşılamadığını düşünüyor, %96’sı 2018 Toplu Sözleşmesi hükümlerinin hemen güncellenmesini istiyor, %70’i ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi aldığında mesleğini bırakabileceğini ifade ediyor, %59’u kendisini iş yerinde değerli hissetmiyor, %76’sı, MEB’in ‘1 Milyon Öğretmen 1 Milyon Fikir’ projesi kapsamında yürüttüğü kampanya ile öğretmenlerin eğitim politikalarının oluşumunda etkili olduğu iddiasına katılmıyor, %84’ü ‘2023 Eğitimde Vizyon Belgesi’nin sorunlarına kalıcı çözüm üreteceğini düşünmüyor, %94’ü ücretli/kadrolu/sözleşmeli biçiminde ayrıştırılarak çalıştırılmayı, mesleklerinin geleceğini tehdit ettiğini belirtiyor, %79’u Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlık çalışmalarının yapıldığı ifade edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlik mesleğinin temel sorunlarına çözüm üretmeyeceğini düşünüyor.
İşte 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nden tüm çarpıcılığıyla ayıran gerçekler. Çünkü öğretmenlerin sesi duyulmasın, sorunları konuşulmasın isteniyor. Öğretmenlere vaat edilen tek şey, siyasi iktidara sadakatle itaat etmek ve hükümet memurluğu yapmak oluyor.
Hâlbuki biz, kendimizi güvende ve değerli hissetmek istiyoruz. Ücretli, kadrolu, sözleşmeli ayrımlarının kaldırılarak güvenceli istihdam edilmek, insanca yaşama ve çalışma koşulları istiyoruz. Ataması yapılmayan öğretmenlerin öğrencilerine kavuşmasını istiyoruz. Kısacası iktidarın değil, halkın öğretmeni olmak istiyor, görevimizi özgürce yapabilmek istiyoruz.
Hâlbuki biz, her 24 Kasım’da tekrarlanan göstermelik kutlamalar, hamasi nutuklar değil, sorunlarımıza kalıcı çözümler üretilmesini, öğretmeniyle, öğrencisi ve velisiyle herkesin memnun olacağı bir eğitim sisteminin oluşturulmasını istiyoruz.
Sadece istemekle yetinmiyoruz. ‘Öğretmen Dünyayı Değiştirir’ diyerek yürüttüğümüz kampanyamızla, taleplerimiz yaşam bulsun diye Türkiye’nin her yerinde mücadele ediyoruz. Tüm illerde İl Milli Eğitim Müdürlükleri’ne aşağıdaki taleplerimizi iletiyoruz. Biz inanıyoruz ve öğretmenler el ele verdiğinde dünyayı değiştirebileceklerini biliyoruz.
Eğitim Sen olarak taleplerimiz:
Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, dünyanın her yerinde olduğu gibi öğretmenler günü olarak Dünya Öğretmenler Günü olan 5 Ekim tarihini esas almalı, öğretmenlere hak ettiği değer verilmelidir. 5 Ekim günü tatil ilan edilmelidir.
Sözleşmeli/ücretli öğretmenlik gibi her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarına esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmeli, sözleşmeli öğretmenlerin tamamı kadroya geçirilmelidir.
24 Haziran seçimleri öncesinde verilen sözler tutulmalı, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ek göstergeleri 3600’e çıkarılmalıdır.
Başta insanca yaşayacak ücret talebimiz olmak üzere, eğitim emekçilerinin bugüne kadar yaşadığı ekonomik mağduriyetler giderilmeli, son 16 yıl içinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmalıdır. Maaşlarımızda dolar bazında yaşanan kaybı karşılamak için net bin 395 TL artış sağlanmalıdır.
Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, ek ders saat ücreti hesaplanırken bir öğretmenin aylık maaş tutarı (3600/60 = 60 TL) esas alınmalıdır.
Eğitim-öğretim yılı başında öğretmenlere yapılan eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, her dönem başında, bir maaş tutarında olmak üzere yılda iki kez olmalı ve bütün eğitim ve bilim emekçilerine ödenmelidir.
Dünya öğretmenleri açısından bir toplu sözleşme niteliğinde olan ve Türkiye’nin de imzaladığı “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” eksiksiz olarak hayata geçirilmelidir.
OHAL KHK’leri ile gerçekleştirilen hukuksuz ihraçlar iptal edilmeli, hukuksuz bir şekilde ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilmelidir.
OHAL KHK’leri ile ihraç edilen kamu emekçilerinin yaşadığı mağduriyeti arttıran her türlü yasal ve fiili engel kaldırılmalı, ihraç edilen kamu emekçilerinin kendilerini savunma hakkı ile ilgili gerekli hukuki mekanizmalar acilen oluşturulmalıdır.
Maaşlarımızı kuşa çeviren gelir vergisi oranı artmamalı, aksine en alt düzeyde sabitlenmelidir.
Ataması yapılmayan öğretmenler istihdam sorunu çözülmeli, tüm branşlara eşit değer veren adaletli istihdam sağlanmalı, MEB’ in ihtiyaç sayısı olarak açıkladığı 117 bin öğretmen ataması bir an önce yapılmalıdır.
Hizmetli ve memurlara özel hizmet tazminatı ödenmelidir.
Kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, gerçek bir toplu sözleşme düzenin yaratılması sağlanmalıdır” dediler.