SP İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, hükümetin kendi çiftçisi yerine yabancı çiftçiye daha fazla destek olduğunu söyledi.
Saadet Partisi (SP) Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’nin sorunlarını ele aldı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başkan Koçak, ekonominin dış politikadan ayrı tartışılamayacağının altını çizerken, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Bir ülkenin geleceğini bir kişiye bağlamak ne kadar yanlış ise bir ekonominin geleceğini dışarıdan gelecek bir şirkete bağlamak da o kadar yanlıştır. Geçmişte iktidarda bulunan arkadaşlar IMF’ye borçlarının kalmadığına ısrarla vurgu yapıyorlardı. IMF onlara demokrasinin üzerinde bir kılıç görevi görüyordu.
Şimdi daha beteriyle karşı karşıya kaldık. Ekonomi yönetiminin ABD ile özdeşleşen McKinsey şirketine teslim edilmesiyle gördük. Herkes biliyor ki bu McKinsey basit bir şirket değil. 90 yıla yakın bir geçmişi var. Nerede bir acı olay varsa bu şirketin konuyla ilişkisi çıkıyor. Baştan söylüyoruz, Türkiye’ye atanmış bir kayyumdur. Maalesef bu iktidar kayyumlarla ünlüdür. Bu meşhur bir kayyumdur. Empoze edilmiş bir kayyumdur. Bizi üzen, geldiğimiz noktada yürütülen yanlış politikalar, Türkiye’ye ABD’li bir şirkettin kayyum atanmasından dolayı hicap duyuyoruz. Türkiye buna layık değil”
Tarım ve hayvancılık bitmiş!
Açıklamasında, tarım ve hayvancılığın bittiğini söyleyen Başkan Koçak, “Ziraat Mühendisleri Odası raporuna göre, geçen yıl çiftçiye 12,7 milyar destek verilmişti. Tarım kanununa göre, milli gelirin yüzde 1’inden daha az destek verilemez. 35 milyar TL destek verilmesi gerekiyordu. Dışarıdan getirilen tarım ürünlerine ödenen fiyat 66 milyar TL. Yabancı çiftçiye bizim çiftçimizden iki katından daha fazla destek veriyoruz. Çiftçinin borcu son 15 yılda 90 kat artmıştır. Araziler ekilmiyor. Ama biz bütün tarım arazilerimizi ekeceğiz. Çiftçiye vergisiz mazot verirseniz, ABD ve AB verdiğiniz paradan daha azına mal olur. Ancak şekeri Cargill’e, fındığı Ferrero’ya ve ekonomiyi de McKinsey’e emanet ederseniz böyle bir meseleniz olmaz.
Fransa’da bir tarım fuarı tertipleniyor. Bu fuarın onur konuğu kim, tarımı dibe vurmuş Türkiye. Fransa, Türkiye’deki önemli bir bakana üstünlük nişanesi vermişti. Ondan sonra onun arkasına baktığımızda, 250 milyon dolarlık canlı hayvan ticaretinin olduğunu görmüştük. Umarız bizi ileride şoka sokacak bir gelişme yaşanmaz. Bizim üreticimize balya, bakana da nişane veriyorlar” dedi.
Türkiye’nin çok ciddi problemle karşı karşıya kaldığını belirten Koçak, McKinsey üzerinden iktidara eleştirilerde bulunarak şunları kaydetti: “Bildiğimiz kadarıyla 2001 yılındaki krizde bu şirketin ve çevresindekilerin telkiniyle Tekel, Türk Telekom, TEDAŞ, TÜPRAŞ, PETKİM ve SEKA gibi varlıklarımız özelleştirildi. Bunlardan bir kısmı isabetli olabilir. Ama genel olarak baktığımızda hüsranla sonuçlandı.
Telekom Türkiye’nin en büyük varlıklarından bir tanesiydi. Telekom özelleştirildikten sonra satıldı, içi boşaltıldı. Türkiye’nin en fazla vergi veren kurumu olan Telekom, şu an en borçlu kurumu haline geldi. Telekom’un Türkiye’ye maliyetinin 100 milyar liranın üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Her özelleştirilen kurumun ayrı bir hikâyesi var. 100 yıllık birikimlerimiz 15 yılda sıfırlandı. Türkiye şu anda kâğıtta yüzde 100 bağımlı hale geldi. Türkiye’yi bu hale düşürenler hesap veremezler. Kâğıt krizi yüzünden kitap basamaz ve gazete basamaz hale geldi”
Koçak, vatandaşın zamlarla boğuştuğunu ifade ederek, “Zam vatandaşın boğazına geldi. Doğalgaza üç ay içinde yüzde 9 şeklinde zamlar geldi. Toplamda yüzde 30’un üzerinde zam geldi. Elektrikte benzer bir zam furyası var. Elektrikte şirketlere yapılan zamlar yüzde 50’leri buldu. Elektrik zammından en çok etkilenen ziraatla ilgilenen ve yeraltı suyu çıkaran çiftçilerimizdir. Bugün herkes ekmek zammını konuşuyor. Bir de diyor ki, ‘hemen zabıtaya gidin’ diyor. Zabıta ne yapsın?
Fırıncı unu alıyor, işliyor, ekmek yapıyor. Ondan sonra diyor ki, ‘Sen pahalıya satamazsın. Bak biz sosyal bir devletiz, biz nasıl üstleniyorsak siz de üstlenin’ Son 10 yıldır buğday fiyatlarına bir bakın. Sıkılmadan siz bu fiyatları bu kadar yükseltmeyin. Tarlasını sulatana yüzde 50 zam yaparsanız çiftçi daha ucuz ürün üretemez. Ekmek fiyatlarını düşürmek fırıncının elinde değil” ifadelerini kullandı.