Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Karacabey Şube Başkanı Haluk Aka, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. “Devrimci Atatürk Cumhuriyeti mutlaka kazanacak” diyen Başkan Aka, “Türkiye bölgemizde laik, demokratik Cumhuriyeti ilk olarak kuran ve bugüne kadar yaşatabilen tek ülkedir” mesajını verdi.
Açıklamalarında AK Parti iktidarını eleştiren ve Türkiye’nin son 15 yıllık süreçte Cumhuriyet’in kazanımlarını yitirdiğini belirten Haluk Aka, şunları kaydetti: “16 Nisan halkoylamasında hukuka aykırı bir anayasa değişikliği yapılmış, halka egemenliğin tek kişide toplandığı, bir tek adam rejimi dayatılmıştır. 1920’den bu yana millet egemenliğinin temsilcisi olan Meclis etkisiz, milletin temsilcisi milletvekilleri de işlevsiz bırakılmıştır.
Türkiye; devletin tarikatlar ve cemaatler tarafından paylaşıldığı, toplumun ayrıştırılarak kutuplaştırıldığı, bölünme ve var olma kaygılarının yaşandığı, milli ordumuzun zafiyete uğratılması için kumpaslar kurulduğu, adalete güvenin kalmadığı, milli, laik, bilimsel eğitimin gericileştirildiği, emek örgütlerinin parçalanarak dayanışmalarının önlendiği, taşeronlaştırmanın yaygınlaştırıldığı, kazanılmış hakların sürekli geriletildiği bir dönemden geçmektedir.
Ülkemiz ayrıca; vatan topraklarının, fabrikalarının, limanlarının, tesislerinin yabancılara mirasyediler gibi satıldığı, kadınlara, çocuklara taciz ve saldırıların zorbalığa dönüştüğü, dış politikada itibarın sıfırlandığı, güvenilir olma karakterinin kaybettirildiği, otoriter, siyasi İslamcı bir parti devletine doğru yol almaktadır.
Cumhuriyetçi güçleri yıldıramadılar
Cumhuriyetçi güçler, bu 15 yıllık baskı ve dayatmalar sürecinde büyük acılar çekmiş ama gelecek güzel günlere olan inançlarının sarsılmasına asla izin vermemiş, mücadele azimlerini kaybetmemiş, sürekli mücadele etmiştir. Cumhuriyetçiler; 7 Haziran seçimlerinde de, 16 Nisan halkoylamasında da emperyalizme ve onun gerici, bölücü işbirlikçilerine karşı mücadele azim ve iradesinin sonuçlarını (aslında) almışlardır. Bu gün gelecek korkusu yaşayanlar rejimi değiştirmek isteyenlerdir.
Halkın bu kararlılığının siyasal bir karşılık bulması kaçınılmazdır. Artık hiçbir siyasal muhalefet, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ şiarıyla bütünleşen bu halk gücünü gözardı edemez, bunu görmezden gelerek başarılı olamaz. İyi yönetilmesi gereken bu gücün önünde başarması gereken üç önemli seçim var. Bunlar; Partili Cumhurbaşkanı seçimi, aynı gün yapılacak milletvekili genel seçimi ve yerel seçimler.
16 Nisan halkoylaması sonuçları üzerinde oynanarak yarım bıraktırılan mücadelemize devam ederek; hukuka aykırı olarak Saray’a taşınan egemenlik hakkının Saray’dan alınıp, yeniden gerçek sahibi olan millete devredilmesini başarmalıyız. Yeniden milletin egemen olduğu Meclis düzenine dönme şansı elimizdedir. Tek kişiye odaklı parti devleti rejimine son vermek mümkündür. İktidarın her alandaki yanlış politikaları ve başarısızlıklarının halktaki etkileri saklanamaz duruma gelmiştir. Halk, demokratik bir değişim beklentisi içindedir.
Cumhuriyetçi düzenin yeniden gerçekleşmesi şüphesiz (Cumhuriyetçi Ortak Program) ve onu benimseyenler (örgütlenme) ile mümkündür.
Sonrasında kurulacak ve karakteri ‘tam bağımsızlık ve özgürlük’ olacak düzende: Türk milleti ‘egemenlik hakkını’ yeniden Anayasal çerçevede yetkili organları eliyle kullanacak; Gazi Meclis, kısıtlanan ‘yasama’ ve yok edilen ‘yürütmeyi denetleme’ yetkilerini yeniden kazanacak, Yürütme; denetlenebilir ve hesap verebilir olacak; Yargı, bağımsızlığını kazanacak, adaletin ve demokrasinin güvencesi olacaktır.
Atatürkçü Düşünce’nin öngördüğü düzen
Günümüzde dünya büyük çalkantılar içindedir. Yeni güç dengeleri oluşmaktadır. Atatürkçü Düşünce Sistemi (Kemalist ideoloji): Gelişmeleri ve tüm verileri değerlendirerek, geleceğin planlanmasını öngörür. Yönümüzü ve planlamalarımızı 21. yüzyılın gerektirdiği ihtiyaçları karşılayacak şekilde yapmamızı önemser. Gelecek güzel günlerin, bağımsız ekonomi, bilim ve sanatı önceleyen topyekun bir kalkınma ile geleceğine inanır.
Yukarıda sıralanan düşünsel yaklaşımın ışığında, yapılması gereken cumhuriyetçi program için bazı temel ilke ve esasları şöyle sıralayabiliriz:
Siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla tam bağımsız,
Vatandaşlık ve yönetim açısından ulus devlet anlayışı,
Din, dil, inanç ve etnik köken ayrılığı gözetmeksizin toplumsal eşitlik,
Ülke, ulus ve devlet bütünlüğü,
Cumhuriyetin temel niteliklerine, demokratik, laik; sosyal hukuk devleti ilkelerine ödünsüz bağlılık,
Halkçılık ve devletçilik ilkeleri doğrultusunda,
Devletin öncülüğünde, özel sektörün de katılımıyla,
Planlı, dengeli ekonomik bir kalkınma gerekmektedir.
Yine; Haberleşme, ulaşım, yeraltı kaynakları, limanlar ve ağır sanayi gibi stratejik tesislerin Ulusal Kalkınma Planları doğrultusunda, kamu yararı öncelikli işletilmesi esastır. Emeğin en yüce değer olduğu bilinciyle; sendikalaşma ve demokratik hak arama önündeki engellerin kaldırıldığı, ücretsiz eğitim ve sağlığın temel insan hakkı olduğunun içselleştirildiği, milli, laik, bilimsel, karma eğitimin zorunlu olduğu, üniversitelerin idari, mali özerkliğinin sağlandığı, ‘Yurtta Barış Dünyada Barış’ ilkesini yeniden esas alan; ülkelerin egemenlik haklarına saygılı, tüm komşu ülkelerin toprak bütünlüğünü gözeten, Kıbrıs başta olmak üzere özellikle Ege ve Akdeniz’de, Türkiye’nin kazanımlarını kıskançlıkla koruyan, tam bağımsız ve gerçekten Atatürkçü bir dış politika izlenmelidir.
Çocuklarımız demokratik devrimci cumhuriyette yaşamalıdır
Bölgede emperyalist çıkarların görevlisi tampon devletlere, yabancı güdümlü ve laiklik karşıtı tarikat, cemaat ve mezhep ayrılıklarını körükleyen yapılanmalara karşı çıkan, ulusun bütünlüğünü tehdit eden, emperyalizmin güdümünde İslamcı, etnik (ırkçı) her türlü teröre karşı, devletçe mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Ülkemizi, bağımsız düşünen, özgür yaşayan, laik, geleceğe güvenle bakan insanların yurdu yapacağız. Bunu gerçekleştirecek Cumhuriyetçi Program, Atatürk’ün Devrimci Cumhuriyet Felsefesi’nin özünde ve başarılarla dolu pratiğinde mevcuttur.
Görevimiz; Geçmişimizden ders alarak, akılla, bilimle aydınlanma devrimini sürdürerek, geleceğin tam bağımsız Türkiye’sini kurmaktır. Cumhuriyetçi deneyim ve kadrolarımız ve Atatürkçü potansiyelimizle, demokratik, devrimci Cumhuriyet’in üretim, bağımsızlık ve kalkınma coşkusunu çocuklarımıza yaşatmakta kararlıyız. Yaşasın Cumhuriyet”