MHP İlçe Başkanı Hüseyin Erol, Hacı Ali Camii İmamı Bünyamin Kantar’ın, bayram namazı vaazında siyaset içerikli konuşma yaptığı yönünde kendisine çok sayıda şikayet geldiğini belirterek, konuyla ilgili basın açıklaması yaptı.
Başkan Erol, İmam Kantar’ın iktidar partisinin grup sözcüsü gibi konuştuğu yönünde çok sayıda şikâyetlerin kendisine iletildiğini ileri sürerek, “Cami, siyasi propaganda yapılacak yer değildir. Herkes işini yapacak” dedi.
MHP İlçe Başkanı Hüseyin Erol, yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Biz Karacabey’de, güzel ülkemizde huzur olsun, birlik beraberlik olsun diye söylemekten dilimizde tüy bitmiyor, fakat bazı kendini bilmez, görevini, sorumluluğu bilmez insanlar, milletimin huzuruna, birlik ve beraberliğine göz dikmiş hainlerin değirmenlerine su taşımaktan geri kalmıyor.
Bayramın 1. Günü, Bayram namazının kılınmasından sonra gün içinde aynı konu hakkında onlarca kez telefonum çaldı. Arayan kişiler, Hacı Ali Camii’nde bayram namazı kılmak için giden cemaattendi. Sayın imam efendi, nasıl bir ruh haliyeti içerisine girmiş bilemeyeceğim, kendini TBMM kürsüsünde zannederek mevcut iktidarın 15 senede bu ülkeye kazandırdıklarını ballandıra ballandıra anlatmış. Söylemlerinde Cumhuriyet dönemini ‘kayıp bir dönem’ ve bundan öncesi iktidarları da hiç bir şey yapmamak ve ülkeyi kötü yönetmekle itham ederek iktidar partisi grup sözcülüğü görevini üstlenmiş.
600 yıllık Osmanlı dönemini de överek, aklı sıra Cumhuriyet dönemini karalama söylemleri içerisine girmiş. İmam efendinin ilk öğrenmesi gereken şey, Osmanlı da bizim, Cumhuriyet de bizim.
Kendini hülyalı bir aleme kaptıran imam efendi, namaz saatini fazlası ile geçirdiğinin farkına bile varamamış, cemaatten gelen tepkiler sonrasında namaza geçmiş. Namaz saatini hesaplamaktan aciz olan zatı muhterem, 657 Sayılı Devlet Memuru Kanunu’nda kendisine yüklenen görev ve sorumlulukları baştan öğrenecek, nerede duracağını bilecek ve kendine yüklenen sorumluklar içerisinde görevini icra edecek.
İmam efendi ile ilgili öncelikle merak ettiğim, acaba vaaz etme yetki belgesi var mıdır? Vaaz etme belgesi bile olmayan bir kişinin, eline mikrofon alarak ahkam kesmek haddine değildir. Hele hele siyasi nutuk atmak hiç değildir.
Herkes işini yapacak, hem de dosdoğru yapacak, bir Türk gibi, bir Müslüman gibi yapacak ki devletine ve milletine faydası olsun. Siyaset mi yapmak istiyorsun, o zaman çıkaracaksın üzerindeki cüppeyi, camide değil de, o öve öve bitiremediğin siyasi parti içinde saf tutacaksın. Kısacası herkes haddini, hududunu bilecek.
Mevcut iktidarın izlediği yol haritası ve yürüttüğü tarım politikaları sayesinde ülkemiz, dünyada kendini besleyen 8 ülkeden biriyken, bu özelliğini artık kaybetmiş bulunmakta. Her karışı ayrı bir cennet, ayrı bir bereket pınarı olan ülkemiz, yanlış düzenlemeler ve uygulamalar ile tarım konusunda her geçen gün gerilemektedir. Buna bağlı olarak da çiftçilik mesleği yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış bulunmaktadır.
Çiftçilerimiz, ‘bir dokun bin ah işit’ Atasözü’nün bugünkü karşılığını oluşturmaktadır. Tarımda hangi sektöre el atsanız elinizde kalıyor, günü kurtaran kendini şanslı hissediyor. Üretirken zarar eden ve hala da bu milletin ve devletin devamı için üretmekten vazgeçmeyen tek meslek gurubu çiftçiler desek yalan olmaz.
Türkiye’nin her yerinde buğday harmanı yapılırken, Gümrük Vergi Oranları Resmi Gazete’de yayınlanmış olup, eskiden % 135 olan vergiler; arpada % 35, buğdayda ise % 45 olarak belirlenmiştir. En basitinden yapılan bu düzenlemeyi örnek alacak olursak; ‘Halka hizmet hakka hizmettir’ diye yola çıkanların, kime hizmet ettiği kafalarda soru işareti yaratmaktan öte geçmemektedir.
Biz bu topraklarda doğduk, bu topraklarda öleceğiz. Gidecek başka yerimiz yok. O yüzden herkesin ağzından çıkan sözlerden tutun da, yapacağı düzenlemelere kadar bin kere düşünüp bir kere karar vermesi gerekmektedir”