Tarihi, tarih kitaplarından okuyor ve öğreniyoruz. Birçok ülkenin başına, soydan gelen krallıklardan, padişahlıklardan dolayı deli olan insanlar gelmiş veya yönetim zamanlarında delirmiş olduklarını öğreniyoruz. Onlar ülkelerini felakete sürüklemişlerdir. Bazıları da şehirlerini yakmışlardır. Yetki bir kişinin iki dudağı arasında olursa o ülkenin hangi felaketlere sürükleneceğini düşünmek dahi istemiyorum.
AKP bir başkanlık rejimidir tutturmuş gidiyor. Aslında AKP yönetimleri değil de, BAŞKANLIK’LA yanıp tutuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan istiyor BAŞKAN olmayı. AKP içinden de hiçbir yetkili “Sayın Cumhurbaşkanı bu kadar ısrarcı olmayalım” diyemiyor, karşı çıkamıyor, tavır koyamıyor. Eğer bunu yaparsa kellesinin gideceğini de biliyor. İhtirasın önüne geçemiyorlar. Mecburen BAŞKANLIK sistemini savunmak zorunda kalıyorlar.
Erdoğan “yargı ayağımıza pranga vuruyor” derse, yargısız devlet isterse, meclisi by-pas edip kararnamelerle ülkeyi yönetmek istiyorsa, şu anda bile fiili BAŞKAN durumunda, BAŞKAN olursa vay Türkiye’nin haline. Türkiye’yi savaşa da sürükler, uçuruma da.
1993 yılında Erdoğan “BAŞKANLIK sistemi Amerika’nın yani emperyalizmin bir dayatmasıdır” demişti. Şimdi ne oldu “BAŞKANLIKTA BAŞKANLIK” diyor. Hükümetin bütün icraatlarına karışıyor. Hatta icraatlarına yön veriyor, sonrada “bizim parlamenter sistem iki başlılık yaratıyor” diyor. Karışma hükümet icraatlarına iki başlılık olmasın. Eski Cumhurbaşkanı A.Gül bir konuda hükümete müdahale ettiğinde Başbakan olarak Erdoğan, “hükümet icraatlarına karışamazsınız, her türlü mesuliyet Başbakan olarak bana ve kabineme aittir” demiştir. Bu tavrı Davutoğlu Başbakan olarak gösterebiliyor mu? Gösteremezde çünkü kendisini hem parti Başkanı hem de Başbakan yapan Erdoğan’dır. Erdoğan ipleri elinden bırakmamaktadır, iki başlılıkta bu sebepten doğmaktadır.
Cumhurbaşkanı BAŞKANLIK için Hitler örneğini vermişti. Herhalde ALLAH söyletti. Özentisinin diktatörlük olduğunu böylece sergilemiş oldu. Almanya’nın üniter devlet olduğunu söylemişti. Almanya hiçbir zaman üniter devlet olmadı. Şu anda Almanya’yı Başbakan yönetiyor. Sormak istiyorum Almanya Cumhurbaşkanı’nın ismini 80 bin nüfuslu Karacabey’de bilen var mı? Belki 8 kişi biliyordur. Ya 78 milyon nüfuslu Türkiye’de kaç kişi biliyor. Bizdeki gibi Almanya Cumhurbaşkanı her şeye maydanoz olmuyor, konuşmak için muhtarları toplamıyor, hükümete müdahale etmiyor.
Seçilen BAŞKAN yetenekli değilse ülkesini yönetemez, zenginleştiremez aksine fakirleştirir. Meclisi fesh etme yetkisi verilirse ülkeyi felakete sürükleyebilir. AKP 7 Haziran seçimlerinde BAŞKANLIK propagandası yaptı oyları düştü. 1 Kasım’da BAŞKANLIĞI ağızlarına alamadılar oyları artınca gündemlerine tekrar BAŞKANLIĞI aldılar. Ortadoğu yanıyor. Türkiye’nin güneydoğusu yanıyor, her gün şehitler geliyor. AKP’nin derdi BAŞKANLIK oluyor. Yoksa Türkiye’nin bölünmesine kılıf mı hazırlıyorlar?
Bizim bir atasözüm var “ağacın kurdu içinde olur” diye. İçimizde iki kurt var. “Kürtçülük-bölücülük” ve “Şeriat-İslam devleti” istiyorlar. 2002 yılından beri devlet ve hükümet yetkilileri desteği ile koca çınar Türkiye kemirilmektedir. AKP kaptanlığında Türkiye’nin gittiği yol bölünmedir.
Korkum Erdoğan BAŞKANLIK, PKK bölünme istiyor. İstekleri örtüşüyor. İnşallah al BAŞKANLIĞI ver ÖZERKLİĞİ demezler. Allah devletimize zeval vermesin.