Demokratik Toplum Kongresinin (DTK) 14 maddelik bildirgesinde, “Öz yönetim ilanlarına ve hendekler kazıp kentleri birer savaş alanına çeviren PKK’lı teröristlere açık destek” çıktı. Bildirgede birkaç kentin birleşmesinden oluşacak, yeni anayasanın prensipleri çerçevesinde yönetilecek “özerk bölgeler” modeli talep edildi. Bu bölgelerde asayişin sağlanması, yerel güvenlik birimleri kurulması, eğitimin özerk yönetimlere bırakılması gibi istekler var. Bildirgede bu ifadeler dikkat çekiyor. “Halkın öz yönetim ilan ettiği yerlere tank, top gibi ağır silahlar yürütülmektedir. Öz yönetim ilanları ile halkımızın yürüttüğü haklı ve meşru direnişini sahipleniyoruz” diyorlar. Bu bir isyandır, başkaldırıdır. Türkiye’nin bölünmesidir.
Bu bildiriyi HDP Genel Bşk. Selahattin Demirtaş (Seçimler öncesi Türkiye’nin partisiyiz diyordu. Şimdi Kandil’in borazanı olmuş) şu sözlerle desteklemektedir. “Bu direniş zaferle sonuçlanacak, herkes halkın iradesine saygı duyacak. Kürtler artık kendi coğrafyasında siyasi irade olacak… Gelecek yüzyılda bir Kürdistan gerçeği olacak. Belki Kürtlerin bağımsız devleti de olacak, federal devleti de, kantonları da, özerk bölgeleri de olacak” (Acaba ABD ve Rusya ziyaretlerinde böyle sözler mi aldı)
Demirtaş’ın bu desteği ve sözünü ettiği “direniş” hendekleri kazılarak elde silahla barikatların arkasında mevzilenmek, kentleri, kasabaları yaşanmaz hale getirmek, halk dediği Kürtlerin evlerinden, yurtlarından kaçmasına sebep olmak, okulları, hastaneleri, kütüphaneleri, camileri yakmak, cankurtaranları silahla taramak, otobüslere molotof atmak, dünyanın her yerinde terör eylemidir.
Herhalde bunları biliyordur Selahattin Demirtaş, baklayı ağzından çıkarmıştır. Nihai hedeflerinin özgürlükler değil, Türkiye’den ayrılarak ayrı bir Kürt devleti kurmak olduğunu açıkça ifade etmiştir.
PKK, PYD, YPG küresel güçlerin taşeronudur. Kukla terör örgütüdür. Birbirinin uzantısıdır. Demirtaş “Herkes halkın iradesine saygı duyacak” diyor da, Diyarbakır Sur ilçesinde 24 bin nüfuslu bu beldeden 20-22 bin kişi neden göç ediyor. Geriye 2-4 bin kişi kalıyor. Bunların en az yarısının gidecek yerleri paraları yoktur. Bir bölümü yaşlıdır. Bir bölümü kaderine razı olmuştur. Bir bölümü bu güne kadar çeşitli nedenlerle teröre bulaşmıştır. Sur’dan ayrılınca yakalanacağına korkmaktadır. Bir bölümü de PKK’nın tehdidinden korktuğu için yerlerinden ayrılamamaktadır. Geriye kalan 200-300 kişi ancak PKK’yı desteklemektedir. Bu mudur senin halk dediğin topluluk Demirtaş?
Hürriyet Gazetesi yazarı İsmet Berkan, Sur’da görebildiği insanlarla konuşuyor, “Çok iyi oldu, direniyoruz” diyene rastlamadım diyor. PKK estirdiği terörle Güneydoğu’da yaşayanları hayatından bezdirmiş durumda. Taksi şoföründen, çaycısına, esnafına kadar herkes “Yandık bittik” diyor. 24 bin nüfuslu ilçede 400 civarında hendek barikat vs. var. Bunları bu halk kazmadı. Emperyalist güçlerin taşeronu PKK ve PKK’lı belediyelerin makineleri kazdı. Bu hendeklerin kazılmasına göz yuman “Aman dokunmayın” diyen, bugün gelen şehitlerin ve onların kanları alınlarına yapışan suçlu AKP hükümetleridir.
Barolar Birliği Bşk. Metin Feyzioğlu, bütün Türk Milletinin düşüncelerine tercüman olmuştur. “Türkiye Cumhuriyeti’ni özerklik gibi sonu iç savaş olan felakete sürüklenmelerine asla izin vermeyeceğiz” demiştir. Şunu çok iyi biliriz burası Suriye değil, burası demokratik Türkiye Cumhuriyetidir. Arzuladığınız Kobaniler olamaz.