Maliye Bakanı Naci Ağbal, emekli vekillerin maaşlarının 2016 yılında 12,6 artacağını söyledi. Memur, memur emeklisi, işçi emeklisine 2016’da yapılacak maaş artışı da yüzde 3+3, yani Ocak ayında yüzde 3, Temmuz ayında yüzde 3 olacak. İşçi maaşını, çalıştıktan, emek verdikten sonra alır. Memur ise peşin alır. Vekillerde peşin alırlar. Memur ve işçi beyin ve bedenen bir ay çalışırlar ve parasını almaya hak kazanırlar. Milletvekillerinin (M.V.) çoğu ne bedenen, nede beyin olarak çalışırlar. Onlar parti başkanlarının aldırdığı grup kararı doğrultusunda Mecliste parmak kaldırır, indirirler. Yani bir nevi emme basma tulumba görevi yaparlar. M.V.’nin pek çoğu komisyonlarda da görev zamanı gensoru vermez, mecliste yemin haricinde kürsüye çıkmaz, görüşünü bile açıklayamaz ama 3 aylık 63 bin TL’yi cebe atarlar.
İşçi, memur, bir işi olsun geliri olsun, çoluk çocuğunun bakım ve beslenmesini sağlamak için iş arar, bulmaya çalışır çünkü çalışmak zorundadır. Evinin geçimini sağlamak zorundadır. Çünkü fakirdir, garibandır. M.V.’leri varlıklı insanlardır. M.V. seçilmek için yüklü masraf yapmaktadırlar. M.V.’leri seçilip yasama yetkisi ellerine geçince nalıncı keseri gibi hep kendilerine yontarlar, kendilerine zam üstüne zam yaparlar. Hem de 3 kişiden birinin açlık sınırında yaşadığı cennet ülkemde.
2014 yılı TÜİK raporlarına göre ayda 370 TL geliri olan 6,5 milyon insan yaşıyor bu ülkede. 22 milyon kişide ayda 648 TL az para kazanıyor. Doların değer kazandığı TL’nin değer kaybettiği yılları yaşadığımıza göre nüfusun 29,4’ü, yani sokakta gördüğünüz her üç kişiden biri açlık sınırında yaşıyor.
1 Kasım 2015’de yapılan M.V. seçimlerinde listeye giremeyen ve seçilemeyen M.V.’leri 7 Haziran-15 Temmuz arası 1 ay 1 haftalık maaş olarak 18 bin 750 lirayı, 15 Temmuz’da ise 3 aylık peşin maaşı cebe attılar. 15 gün sonrada görevleri bitti. Biz çalışmadan bu parayı aldık, bu para haramdır bile demediler. 1 Kasım seçimlerinden sonra yeni seçilen M.V.’lerine de 75 günlük ödeme yapıldı. Böylece bütçeye çifte maaş ödettirildi.
İş bununla da kalmıyor. 17 Ocak 2012’de kabul edilen torba yasa ile emeklilik hakkı elde edemeyen M.V.’leri görevleri sona erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde SGK’ya müracaat etmeleri halinde 4 yıl boyunca sosyal güvenlik primleri meclis bütçesinden (devletten) karşılanıyor. Ömür boyu sağlık hizmetlerinden hem kendileri hem de birinci dereceden yakınları yararlanacak. Kendilerinin menfaatine çıkarttıkları bu yasa ile devleti sömürmek buna denir. Ah benim gariban milletim sen nelere kadirsin. Memura, işçiye, emekliye para yok ama vekillere var. 3 yıl vekillik yapanlar bugün 10 bin lira emekli maaşı alıyorlar.
Devletin gelirleri büyük oranda vergiden oluşuyor. Vekillere yapılan bu ödemeler tüyü bitmemiş yetim hakkıdır. Kamu geliri ve bütçesinin israfıdır, görevi kötüye kullanmaktır. M.V.’ne yapılan bu ayrıcalık toplum vicdanında ve demokratik rejime güvende ciddi yaralar açıyor. Bu ödemeler hak ve adalete açıkça aykırılık teşkil ediyor. Mükerrer ödeme yapmak hukuken geçerli olmamalıdır. Yetkinin kötüye kullanılmasıdır. Sosyal hukuk devletinde çalışma hayatında adalet ve eşitliye dayalı bir hukuk düzeni olmalıdır. Hiç bir kişiye, aileye, zümreye ya da sınıfa ayrıcalık tanınmamalıdır. M.V.’rine verilen bu haksız ödemeler AİHS’de açıkça aykırıdır.
Milletvekillerinin bazı icraatları: 17-25 Aralık’ta 700 bin liralık hediye saat alanı, iş adamı önünde yatan Bakan’ı, çikolata kutusunda dolar istif edeni, altın ihracatında iş adamına imtiyaz sağlayanları, Başbakanın emri ile rant yaratan Bakanları komisyon ve mecliste aklamaktır. Günah işleme özgürlüklerinin elinden alındığını şikâyet etmek. Mecliste diğer vekillere küfür edip, kafa kol girişerek tekvandoculuk yapmak. Batman’da olduğu gibi polise küfür etmek, hatta tokat atmak, teröristlere arabasında mühimmat taşımak. Halkı tahrik etmek, halk bu oyuna gelmeyince sadece M.V. olarak yola oturmak, poposu üşüyünce de yerden kalkmak. Şahsi ihtiraslara sürüklenmek. Türkiye’de Anayasal demokratik rejimin çökmesine seyirci kalmak ve liderlerinin her istediğine boyun eğmek. Ülke ve dünya gerçeklerini görememek, hatta ilçesindeki köyleri bile sayamamak.
Bunlardan hala bu ülke medet ummakta!