Üç dört gün önce bir arkadaşımla kahvede buluştuk. Hatır gönülden sonra sohbetimiz siyasete döküldü. Arkadaşım koyu bir AKP taraftarı. Söyledikleri beni hayli şaşırttı. Bunları sizinle paylaşmak istiyorum. İlk defa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alıyordu. Hayret ettim. Sözleri samimi mi, yoksa takiyye mi yapıyor diye düşündüm. Öyle ya fanatik bir AKP’liden bunları duymak insanı hayrete düşürüyor. Acaba gerçekleri görmeye başladılar mı dedim?
Arkadaşım Erdoğan için “bir sus be artık” dedi. Sözlerine devamla “Cumhurbaşkanı bu kadar konuşur mu, bunun acaba dünyada örneği var mı? Hiçte zannetmiyorum. Cumhurbaşkanının o devlette bir ağırlığı vardır. Bizim ki konuşmak için hep fırsat kolluyor. Kuruluşlardan davet alıyor, davet edilmesini bekliyor. Belki de zorla davet ettiriyordur kendini. Bütün amacı konuşmak. Davet almazsa sıra geceleri gibi muhtarları topluyor. Birde 400 vekil istiyor. Ben vekilleri AKP için istiyorum demedim diyor. Sanki biz sığırız, bidon kafalıyız. Bizi birde aptal yerine koyuyor. Sanki 400 vekili HDP için mi istiyor?
Bu millet koyun ya o ne derse onu yapacak. Yalanlarına da bıktık, riyalarına da bıktık. Beni can yoldaşım arkadaşlarımla düşman haline getirdi. Kabataş’ta çocuklu kadına 60-70 vandal saldırdı dedi yalan çıktı. Camide içki içtiler dedi yalan çıktı. Gezi olaylarında %50’yi evinde zorla tutuyorum dedi. Ben ona oy verdiysem, insanlara sokağa çıkıp saldıracak mıyım. Neden bizi birbirimize düşman etmeye çalışıyor. Dindar ve kindar nesil yetiştiriyor ya. Birde sözde Müslüman geçiniyor. Müslümanlıkta kardeş hukuku vardır, arkadaş hukuku vardır. Kimsenin bir başkasının malında, canında, namusunda gözü olmaması hukuku vardır. Kişinin olduğu gibi, devlet malının da çalınmaması hukuk vardır. Peygamberimiz devlet malını çalanın cenaze namazını kılmamış kıldırmamıştır.
17-25 Aralık’tan sonra artık gözüm açıldı. Körü körüne oy vermişim. Eğer hala AKP’ye oy verirsem onlar çalıyor bende gözetleyen olarak devlet malını beraber çalmış oluruz. Ben artık günah işlemem ve AKP’ye oy vermem” dedi.
Bir müddet soluklandı. Belli ki çok dolmuş çok kinlenmiş. Bak Zafer dedi ve konuşmasına devam etti. “Bu nasıl Müslümanlık be arkadaşım. Bizim bir il başkanımız çıktı, ‘Erdoğan bizim için ikinci peygamberimiz gibidir’ dedi. Bir vekilimiz çıktı, Erdoğan’a dokunmanın bile ibadet olduğunu söyledi. Egemen Bağış, Erdoğan’ın doğmasına büyümesine vesile olan Rize, İstanbul ve Siirt’i ‘mübarek şehir’ ilan etti. Bir vekilimiz Erdoğan’ın cemaatle mücadelesini ‘Uhud savaşına’ benzetmişti.
O Erdoğan 12 yıl beraber olduğu cemaate ‘ne istediler de vermedik’ demedi mi? Düzce vekilimiz ‘Allahu Tealalın bütün vasıflarını üzerinde toplayan lider’ dedi. Allah’la Erdoğan’ı eşit tuttu. Bu ne utanmazlık bu ne rezillik. Erdoğan bütün bu söylemler sesini bile çıkarmadı. Siz ne diyorsunuz be kardeşim, Allah’a şirk koşuyorsunuz diyemedi. Demek ki kendini Allah’a eşit tutuyor. Yazıklar olsun bunlara” dedi.
Birde, “Atatürk’e hakaret edip ‘olmasaydı da olurduk’ diyenler AKP’den vekil yapılıyor. Bunların ar damarı çatlamış. Bu güne kadar verdiğim oylar için elim kırılsaydı da keşke oy vermeseydim. Ama artık yedi ceddimden oy alamazlar” dedi.
Çok doluydu çok sözler söyledi. Onları da zaman zaman bazılarını yazarım. Bir AKP’linin söylediği bu sözler diğer AKP’lilere selam olsun.
NOT: Bu seçim saraylılarla yoksullar arasında geçecek.