Saadet Partisi (SP) Karacabey İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin Yılmaz, yazılım sistemleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin yazılım sistemlerinde dışa bağımlı olduğunu söyleyen Yılmaz, çağın bilim ve teknoloji çağı olduğunu ve dünyada söz sahibi olmak isteyenlerin bilim ve teknolojide çok ileri düzeyde olması gerektiğini belirtti.
Bilişim teknolojisi içerisinde de yazılım, donanım piyasasının çok önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Dünyada yazılım sektörü pazarı 2.5 trilyon Euro büyüklüğe ulaşmıştır. Bu pazarın önde gelen ülkeleri ABD, AB, Japonya, Güney Kore, Hindistan ve İsrail’dir. Türkiye’de donanım, yazılım ve hizmet, elektronik haberleşme, e-ticaret, savunma sanayi, çağrı merkezi, mobil cihazlar pazarlarının toplam cirosu 66,7 milyar TL’dir. Bu da dünya yazılım piyasasının ancak binde 8′ine tekabül etmektedir.” dedi.
Yazılım sisteminin özellikle Türkiye’nin savunma sanayi ve haberleşme alanında çok önemli bir yere sahip olduğunu aktaran Yılmaz, “Türkiye 70′li yıllarda Milli Görüş’ün iktidar ortağı olduğu hükümetler döneminde Ağır Sanayi hamlesini başlatarak Türkiye’nin kendi milli sanayisin kurması yolunda büyük adımlar atmıştır. Ancak ondan sonra gelen hükümetler, ülkemizi açık bir pazar haline getirerek bu hamleleri devam ettirmemişlerdir.” diye konuştu.
Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik gelişmelere mutlak surette ayak uydurması gerektiğine vurgu yapan Yılmaz, “Son dönemlerde özellikle bilimsel ve teknolojik gelişmeler dikkate alınarak özellikle savunma sanayi ve haberleşme alanında Aselsan ve Tübitak tarafından bazı olumlu çalışmalar yapılmaktadır. Ancak bunların tam anlamıyla bizim olabilmesi için Milli Yazılım sistemini gerçekleştirmemiz gereklidir. Yazılımın asıl görevi verdiğimiz komutları yerine getirip uygulamasıdır. Yani bir nevi elektronik eşyalar ile aramızda bir bağlantı sağlamaktadır, kısacası hayatımızın her alanında kullanılmaktadır.” dedi.
Kendi yazılım sitemini geliştirerek birçok alanda örnek olan Hindistan’ın bir önceki yıla göre gelirini arttırarak, 101 milyar dolara ulaştığını söyleyen Yılmaz, “Hindistan kendi Milli Yazılım sitemini kurarak hem dışa bağımlı olmaktan kurtulmuş ve hem de bu sayede 101 Milyar Dolar gibi büyük bir gelir elde etmiştir. Türkiye ise; 750 milyon Dolarlık ihracat yapmıştır. Bu Hindistan’ın yaptığı ihracatın % l’i bile değildir. Devletimizin Güvenliği, istihdam oranının hızla yükselmesi, en düşük yatırımla en yüksek istihdamı ve en fazla katma değeri yaratan bir sektör olması itibariyle yazılım sektörünün ekonominin yeni kalkınma gücü olması, yapılan % 22 BİT yatırımıyla % 58 üretkenlik sağlanması ve tüketen değil, üreten bir ülke konumuna geçilebilmesi için Milli Yazılım Sistemi’nin gerçekleştirilmesi çok büyük önem arz etmektedir.” ifadelerine yer verdi.
Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerinin bir seferberlik başlatarak öncelikli olarak kendi savunma sanayilerini geliştirme hususunda önem arz eden ‘Milli Yazılım Sistemi’ni oluşturması gerektiğine dikkat çeken Tahsin Yılmaz, “İsrail’in teknoloji ve bilime dair yaptığı araştırmaların yüzdesi, araştırmalar için harcanan miktar ve brüt yurtiçi imalatla alakalı büyümede dünyanın en iyileri arasındadır. İsrail’de 300 bine yakın yazılımcı bulunmaktadır. Bu da yaklaşık 8 milyon nüfuslu İsrail’in % 4′ne denk gelmektedir. İsrail, Türkiye başta olmak üzere, İslam ülkeleri ve diğer ülkelere ihraç ettiği yazılım sistemi sayesinde kontrol sağlamaktadır. Özellikle F-16′ların yazılım sisteminin İsrail’den alınması Milli Savunmamız için büyük bir risk ve tehlike arz etmektedir.” dedi.
Yılmaz, “Bu nedenle başta savunma sanayimiz olmak üzere diğer alanlarda yazılım hususunda İsrail’e olan bağımlılığımızın ortadan kaldırılabilmesi için genç bir nüfusa sahip ülkemizde yazılım sistemini elde etmiş yazılımcıların yetiştirilmesi elzemdir.” diye konuştu.
Siyonist sermayeli kuruluşlar ve bu kuruluşların Türkiye’deki temsilcilerine 1 milyon yazılımcı yetiştirme gibi sosyal sorumluluk projeleri hususunda çok güvenilmemesi gerektiğini belirten Tahsin Yılmaz, “Devletimizin en önemli iki kuruluşu olan Aselsan ve Tübitak’ın yanı sıra üniversitelerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız, yazılımcı yetiştirilmesi ve Milli Yazılım Sistemi’nin kurulması hususunda kendileri ortak projeler geliştirmelidirler. Bu yapıldığı takdirde gerçek manada Bilimsel ve teknolojik alanda bağımsızlığımızı elde edebiliriz.” şeklinde sözlerini noktaladı.