Eğitim Sen Karacabey İlçe Temsilciliği, iktidar partisinin eğitim sistemini kendi çıkarları doğrultusunda yeniden biçimlendirmek için büyük bir tasfiyeye hazırlandığını iddia etti.
Konuyla ilgili geniş çaplı bir yazılı basın açıklaması yapan Eğitim Sen İlçe Yürütme Kurulu, ülkenin eğitim sistemiyle ilgili şu eleştirilerde bulundu: “Türkiye`de özellikle mevcut hükümetin tek başına iktidar olduğu son 12 yıl içinde genel olarak kamunun, özel olarak ise en geniş ve yaygın kamu hizmeti olan eğitimin hem işlevsel, hem de örgütsel açıdan piyasa merkezli bir ‘işletmecilik’ mantığıyla sürekli olarak dönüşüme tabi tutulduğu bilinmektedir. Bugüne kadar eğitim sisteminin bütün alanlarında, eğitimin içeriğinden eğitim yönetimine kadar sayısız değişiklikler yapılmış, eğitim biliminin en temel ilkeleri ve sistemin acil ihtiyaçları göz ardı edilerek, eğitimin sorunları çözülmek bir yana daha da derinleştirilmiştir.
Aday öğretmenler için yeni sınav getirilmesi kabul edilemez
Taslağın getirdiği en önemli ve dikkat çekici değişiklerden birisi, 5. maddede ifade edilen aday öğretmenlerin en az bir yıl fiilen çalışması, adaylık döneminde herhangi bir disiplin cezası almamış olması ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla, yapılacak yazılı ve/veya sözlü sınava girmeye hak kazanacağının belirtilmesidir. Sınavda başarılı olanların öğretmen olarak atanacağı öngörülmüştür. Sınavda başarılı olamayanların bir başka il veya ilçede görevlendirileceği, bu kişilere bir yıl içinde tekrar sınava girme hakkı tanınacağı ve sınava girmeye hak kazanamayanlar ile üst üste iki defa sınavda başarılı olamayanlar aday öğretmenlerin unvanlarını kaybederek memuriyetle ilişiklerin kesileceği ifade edilmektedir. Bu düzenleme ile aday öğretmenlerin asil kadrolara geçişi zorlaştırılmaktadır. Öğretmenliğin daha nitelikli bir hale getirileceği gerekçesi ile yapılan bu düzenleme ile öğretmenlikte niteliğin sadece sınav başarısına indirgenmesi kabul edilemez.
Dershanelerin dönüşümü bahanesiyle kamu kaynakları özel okullara aktarılacaktır
Eğitim Sen, dershanelerin kapatılması ve özel okula dönüştürülmesi tartışmalarını, yıllardır gördüğümüz gibi, kamusal kaynakların eğitimin ticarileştirilmesi ve her geçen gün daha fazla oranda piyasalaştırılması için özel sermaye kesimlerine aktarılması olarak değerlendirmektedir. Taslakta öngörülen değişiklikler bu düşüncemizi doğrular niteliktedir.
Taslakta dershaneler ile öğrenci etüt eğitim merkezleri işyerlerinde öğretmen olarak çalışmakta olan öğretmenlerden 1 Temmuz 2015 tarihi itibarıyla en az altı yılını dolduranların “sözlü sınav” ile MEB`e bağlı kurumlarda uygun kadrolara atanması öngörülmektedir. Bu değişiklik her açından eksiktir ve dershane öğretmenlerinin mağduriyetini karşılamadığı gibi, ataması yapılmayan 300 bini aşkın işsiz öğretmen açısından da sıkıntılıdır.
Sonuç olarak yasa taslağı ile eğitimde yaşanan piyasa merkezli dönüşümün son halkalarından birisi daha tamamlanmak istenmektedir. Bir taraftan dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için gerekli altyapı çalışmaları sürdürülürken, diğer taraftan baştan sona değiştirilerek olan eğitim yöneticilerinin tıpkı bir şirket yöneticisi gibi çalışmaları kaçınılmazdır. Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığında, ‘süreçlere odaklı’ kamu yönetimi anlayışından “sonuçlara odaklanan” kamu işletmeciliği anlayışına uygun değişiklikler yapılmıştır.
Beden Eğitimi derslerinin kaldırılmasından vazgeçilmelidir
Bilindiği üzere mesleki eğitimde fizik, kimya, biyoloji ve matematik derslerine yer açmak gerekçesiyle 10. sınıflarda yer alan iki saatlik beden eğitimi dersleri kaldırıldı. Felsefe, sosyoloji, resim, müzik ve beden eğitimi gibi derslerin eğitim programı içerisinde gözden çıkarılan ilk dersler olması, MEB`in eğitime bakış açısındaki çarpıklığı gözler önüne sermektedir.
Söz konusu düzenlemenin yol açtığı bir başka sorun ise beden eğitimi öğretmenlerine ilişkindir. Bu düzenleme ardından çok sayıda öğretmenin norm fazlası olacağına ve daha az sayıda beden eğitimi öğretmeni ataması yapılacağına şüphe yoktur. Dolayısıyla MEB`in sadece öğrencileri değil öğretmenleri de yok sayan politikalar altına imza attığı görülmelidir.
Eğitim Sen olarak, toplumun büyük çoğunluğunu ilgilendiren eğitim gibi bir konuda MEB`in “ben yaptım oldu” tavrından vazgeçmesi gerektiğini bir kez daha belirtiyoruz. MEB`in eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin haklarına, geleceğine ipotek koymasına izin vermeyeceğimiz bilinmelidir!”