Karacabey Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü Talih Düzgören, hakkında son günlerde basında yer alan haberlere açıklık getirdi.
Düzgören, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi;
“15-16 Temmuz 2013 tarihinde internet, paylaşım siteleri, yerel basın ve ulusal basında adım kullanarak çıkan haberlere cevabımdır.
Eylül 1986 yılında Başkatip Yardımcısı bugünkü adıyla Yazı İşleri Müdürü Yardımcısı kadrosuna atandım. 657 Sayılı Devlet Memuru olarak atandığım bu görevi 3 yıl yaptıktan sonra 1989 yılında asaleten Yazı İşleri Müdürlüğüne getirildim. Bu görevi 5 yıl yaptıktan sonra 1994 yılında yapılan Yerel Seçimler sonrası o günün Belediye Başkanının takdirleri ile kadrosunda tarafıma görev verilmeyerek adeta otobüs garajında bilet kesme memuru olarak sürgün edildim. 9 yıl boyunca hep dış görevde çalıştıktan sonra 2003 yılında Gelirler Şefliğinde tekrar tahsildar görevine getirildim.
Ben Talih Düzgören olarak Karacabey halkının hep gözünde otobüs garajında bilet kesen, memurluktan Yazı İşleri Müdürlüğüne atanmış bir memur olarak anıldım. 2004 yılında Sayın Belediye Başkanımız Ergün Koç’un Belediye Başkanlığı kazanmasıyla Yazı İşleri Müdürlüğüne tekrar atandım.
2004 yılında sayın Belediye Başkanımızın Karacabey Belediye Başkanlığını ilçemiz halkının değerli oylarıyla kazanmasının ardından 2005 yılı Mart ayında tarafıma Yazı İşleri Müdürlüğü verildi. 1989-1994 yılları arasında Yazı İşleri Müdürlüğü asaleten yapmam nedeni ile kanunların vermiş olduğu kazanılmış hak nedeniyle eş değer kadro statüsünde 2007 yılında Su İşleri Müdürlüğü kadrosuna müdür olarak atandım.
2005 yılından itibaren Yazı İşleri Müdürlüğü görevine ilaveten 2012 Mart ayında Park ve Bahçeler Müdürlüğü görevine Başkanımız tarafından tarafıma tebliğ edildi. Yine bu görevlere ilaveten 10.02.2012 tarihinde bir memurun memuriyet hayatı içinde yapabileceği en üst düzey olan Başkan Yardımcılığı görevine Başkanım tarafından layık görüldüm.
17.01.2013 tarihinde Su İşleri Müdürlüğü kadrosundan İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğüne asaleten atandım. Memuriyet secerem bu görevlerle sınırlı kalmıştır.
Sayın Belediye Başkanımız Ergün Koç’un yurt içinde ve yurt dışında yaptığı başarılı görevlerden 40 yıl sonrası İlçemize gelerek 2004 yılında Belediye Başkanı olarak seçilmesi hepimiz için bir gurur kaynağı olmuştur.
Belediye Başkanımız ile çalışmak, onun kadrosunda görev almak hep bana gurur vermiştir. Sayın Başkanımızın sayesinde memuriyet kalıpları içersinde en üst düzey bir göreve gelmek onunla beraber hizmet yolunda yürümek şahsıma her zaman kişilik, onur, gurur, karakter ve kariyer kazandırmıştır.
Ona şükranlarımı sunuyorum.
Sayın Belediye Başkanım ile görev yaptığım süre içinde Başkanım bana yeri geldi babalık, yeri geldi ağabeylik, yeri geldi arkadaşlık yaptı. Maddi ve manevi zora düştüğüm zamanlarda hep o yanımdaydı. Sorunlarıma çare, dertlerime dert oldu. Onun sayesinde İlçemize başta doğalgaz olmak üzere saymakla bitiremediğimiz birçok hizmetler geldi. İlçemize bir ivme kazandırdı.
Örneklemek gerekirse işte Atatürk Kültür Parkı, Gölecikten gelen su boru hattı, Kent Meydanı, Yüzme Havuzu, Halı Saha, 64 Köye yapılan oyun gurupları, Hamidiye ve Saadet Mahallesi TOKİ konutları, Emniyet Müdürlüğü hizmet binası, parke taşlar, dökülen asfaltlar, Gıda bankası, Ali Hayri Dörter düğün salonu, Ömer Matlı kapalı Pazar yeri vs. sayamadığım diğer hizmetler.
Başkanımla beraber çalışmaktan her an mutluluk ve haz aldım. Diğer daire müdürlerim ile birlikte personelimizin de benim gibi düşündüğünden eminim.
Benim Başkanım kim ne derse desin ADAM GİBİ ADAM, İNSAN GİBİ İNSAN, onun dünyasında hep iyilik var, kötülüğe asla yer yok.
Benim tek üzüldüğüm nokta bana layık gördüğü görevlerden beni azletmeden önce gönül isterdi ki beni yanına çağırıp konuşmasını ve bu konuda düşüncelerimi sormasını isterdim.
Eğer işlem bu şekilde olsaydı. Ben Başkanımın nasıl bayramlarda, kandillerde elini öptüysem yine o gün elini öper ve onun helalliğini almak isterdim. 9 yıl 6 aylık görev yaptığım bu süre içersinde beni üzen tek nokta bu olmuştur. Baba diye elini öptüğüm, her zaman yanına gittiğimde önünde ceketimi iliklediğim, hiçbir zaman odasından çıkarken sırtımı dönmediğim, asla ona saygıda kusur etmediğim şahsıma yapılan bu revayı yok gördüğü ve helallik vermediğidir. Ama yine de ben ona hakkımı helal ediyorum.
Beni bugün de olsa ne zaman çağırsa koşa koşa gider önünde ceketimi ilikler bilgilerimi paylaşır, projelerimi dün olduğu gibi bugünde sunarım. Ben Başkanıma asla riyakarlık yapmadım ve yalan söylemedim. Onun haberi ve fikri olmadan hiçbir şeye yetkim olmasına rağmen imza atmadığım. Ben bu görevlerde iken Emniyet Müdürlüğü, Okullar, Spor Kulüpleri, Encümen Üyeleri, Dernekler olmak üzere bu kurumlardan 16 adet başarı plaketi aldım. Görevimde başarılıydım ki bu onura layık görüldüm.
Görev süresi içinde başkanıma her zaman gövdemi siper ettim ve Karacabey halkı tarafından günah keçisi ilan edildim. Ama ben bu yakıştırmalara bile aldırış etmedim. Sayın Başkanımın benimle hiç konuşmadan görevden azletmesi helalliğimi almaması revasını bana çok görmesine rağmen ben yinede ona kızamıyorum. Bir insana duyduğum vefa bende ömür boyu sürer gider. Aslına baktığımızda vefa bazıları için bir boza veya İstanbul’da bir semt olmuş. Bende dostluk pazara kadar değil mezara kadar sürer.
Çalışma hayatımın içersinde belediyemizin karar organları olan Meclis ve Encümen Üyelerimiz ile birlikte İlçemize hizmet getirme aşamasında istişareler yaparak imzalar attık kararlar verdik. Görevim süresi içersinde hiçbir Meclis Üyeme saygısızlık ve seviyesizlik yapmadım. Bende o üyelerimden şahsıma ne söz nede karşı laf işittim. Bu vesile ile bana bu hoşgörü ve saygı gösteren tüm Meclis Üyelerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Üst düzey bir görev verilirken nasıl mutlu oluyorsak, alınırken de kötü olmamalıdır. Görev istenmez, verilir. Buda Başkanımızın takdiridir. Saygı göstermek lazım. Bende saygı gösteriyorum. Saygılarımla.”