“
Eğitim Sen Karacabey Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Eğitim Sen dışındaki sendikalarla yaptığı görüşmeyi değerlendirdi. Toplantıya katılan sendikaların, Milli Eğitim Bakanlığı’nın oyununa geldiğini ifade eden Eğitim Sen Karacabey Şube Yönetimi, açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
‘’Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nda, Eğitim Sen dışında, eğitim işkolunda örgütlü dört sendikanın katılımıyla yapılan toplantıda, öğretmen atama ve yer değiştirme, taşra teşkilatı yöneticilerinin atama ve yer değiştirmesi, eğitim kurumu yöneticilerinin atama ve yer değiştirmesi, öğretmenler dışındaki diğer çalışanların atama, yer değiştirme ve görevde yükselme unvan değişikliği ile ilgili konularda görüşmeler yapıldığı, bakanlık ve toplantıya katılan sendikaların çeşitli konularda görüş birliğine vardıkları açıklanmıştır.
10 yıllık iktidarı boyunca, toplumun pek çok kesimi gibi, eğitim emekçilerinin kazanılmış haklarını teker teker elinden alan, angarya çalışma uygulamaları ile eğitim emekçilerini OECD ülkeleri içinde ‘en çok çalışan’ haline getiren Milli Eğitim Bakanlığı, sendikalarla yaptığı toplantı sonrasında bizzat kendisinin gasp ettiği haklarımızı yeniden pazarlık malzemesi haline getirmiş ve toplantıya katılan sendikalar da açıkça bu oyuna alet olmuşlardır.
Toplantıda konuşulduğu ve üzerinde ‘görüş birliğine varıldığı’ belirtilen konuların pek çoğu, geçtiğimiz yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim emekçilerine karşı bir tehdit olarak kullanılmış, özellikle özür grubu atamaları üzerinden binlerce eğitim emekçisi ciddi mağduriyetler yaşamıştır.
Ortaklaşılan konular arasında yer alan ve eğitim emekçilerinin angarya çalıştırılmasının en önemli güvencesi olan performans değerlendirme konusunda ‘Performans kriterlerinin ölçülebilir ve objektif olması gerektiği’ konusu ile bakanlık, en azından toplantıya katılan sendikaları, MEB’in uygulayacağı ve objektifliği son derece tartışmalı olan ‘performans değerlendirme’ konusunda ikna ettiğini göstermektedir.
Eğitim Sen olarak bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, Bakanlık ile sendikaların üzerinde ortak görüş bildirdiği performans değerlendirmesi uygulamasıyla eğitim emekçileri, yaptıkları işin niteliğinden çok ‘yüksek performans’ üzerinden bireysel değerlendirmeye tabi tutulacak ve herkesin birbirinin ‘rakibi’ olduğu düşüncesini kendiliğinden geliştirecektir. Bu uygulama ile ayrıca okullarda görev yapan eğitim emekçileri ile eğitimdeki çeşitli kademelerdeki yönetim organları (okul yönetimi, ilçe milli eğitim müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü vb.) ile ilişkilerde koşullandırılmış ve bağımlılık (yaranma, tabi olma) ilişkilerini geliştirecektir.
Üstelik bu durum sadece bununla da sınırlı kalmayacak, öğrenci ve velilerin öğretmenleri değerlendirmesi ile daha da karmaşık hale gelecektir. Bu koşullarda bahsi geçen performans kriterlerinin ölçülebilir ve objektif olması nasıl sağlanacaktır?
Eğitim Sen olarak ‘performans değerlendirmesi’ bahanesiyle öğretmenleri, öğrenci ve velilerle karşı karşıya getirecek, öğrenciyi memnun edilecek müşteri, öğretmeni ‘satış görevlisi’ olarak gören piyasacı mantığı eğitim sürecinin her aşamasında meşrulaştıracak böylesi bir uygulamanın kabul edilmesi mümkün değildir.
Ne Bakanlığın ne de bu uygulamayı destekleyen sendikaların eğitim emekçilerinin çıkarları doğrultusunda hareket etmediği açıktır. Milli Eğitim Bakanlığı eğitim emekçilerine performans dayatması yaparak onları daha fazla çalıştırmaya kılıf hazırlamak ve bunun için sendikaları yedekleme hamlelerine başvurmak yerine, öncelikle eğitimde yaşanan sorunlar karşısında neden kalıcı çözümler üretemediğini sorgulamalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçmişte kazanılmış haklarımızı gasp edip, sonrasında bu hakları pazarlık malzemesi haline getirmesi kabul edilemez. Bugüne kadar her uygulaması ile eğitim emekçilerinin emeğini aşağılayan, onların çalışma ve yaşam koşullarını zorlaştıranların, hiçbir şey olmamış gibi zaten hakkı olan konularda sanki yeni bir hak veriyormuş gibi davranması samimiyetsizlikten başka bir anlam taşımamaktadır.’’
“