“
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Atatürk’e ‘Gazi’
unvanı ve Mareşal rütbesi vermesinin 90. yıl dönümü olan ‘Gaziler Günü’ tüm
yurtta olduğu gibi Karacabey’de de törenle kutlandı.
Saat 10.00’da Cumhuriyet
Meydanı’nda gerçekleştirilen törende Kaymakam Dursun Balaban, Garnizon Komutanı
Üsteğmen Hayati Sarı ve Belediye Başkanı Ergün Koç Atatürk Anıtı’na çelenk
bıraktı.
Saygı duruşu ve İstiklal
Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı II
Kad. Uzm. Jan. Çavuş Serkan Coşkun yaptı.
Cumhuriyet Meydanı’nda
toplanan kalabalığa seslenen II Kad. Uzm. Jan. Çavuş Serkan Coşkun,
bayrağımızın yere inmemesi için cepheden cepheye koşan, hayatlarını hiçe sayan
gazileri saygıyla andıklarını ifade etti.
Coşkun, günün anlam ve önemini
belirttiği konuşmasında şöyle dedi: “Bugün ülkesi, devleti ve milleti için
hayatını ortaya koyan insanlarımızı, yani gazilerimizi anmak ve onlara yüce
Türk milleti adına şükranlarımızı sunmak için toplanmış bulunuyoruz.
Dünya tarihinde yer alan her
millet, kendisine has bir takım özellikleriyle tanınmıştır. Türk milleti de
bilinen tarihi boyunca savaş meydanlarında cesareti ve savaşçılığı; barış
zamanlarında misafirperverliği ve engin hoşgörüsüyle tanınmıştır. Türk adının
bir anlamı da ‘cesur’ oluşunun nedeni budur. M. Kemal Atatürk’ün de işaret
ettiği gibi Türk insanı savaş sahralarında yıldırımdır, kasırgadır. Ancak barış
zamanlarında dünyayı aydınlatan güneştir. Türk askerinin bu kutsi özelliğini
çeşitli cephelerde bizzat yaşamış olan Atatürk diyor ki;
‘Dünyada sevgisi benim için
cömert olan tek şey; Mehmet’in Türk köylüsünün asaletinden gelen şeylerdir.
Onun sevgisine inanmış olan insanlar, insanların en mutlu olanıdır…
Mehmetçiğimizi anmak için büyük abideler yapmalıyız. Ancak bu toprakların Türk
sınırları içinde kalmasıyla, Mehmetçik en büyük abideyi bizzat kurmuştur.’
Gerçekten de Türk ulusu tarih
boyunca bir çok devlet kurmuştur. Koşullar değişmiş, yaşanılan coğrafi mekan
değişmiş, ama milletimizin bu meziyetleri değişmemiştir. Tarihin uzak
dönemlerinde Asya steplerinde hürriyetine uzanan eli kıran Türk insanı, aradan geçen
yüzlerce asırdan sonra Çanakkale’de, İnönü’de, Sakarya’da şehit ve gazi olarak
kazandığı zaferlerle, bu mukaddes ülkeyi bize kazandırmıştır.
Bugün dünyanın birçok
ülkesinde Türk adı, kudret ve kuvvet, cesaret ve kişisel hedeflerden feragatı
anımsatıyorsa, bunun nedeni Türk insanının bu meziyetleri çeşitli ulusların
ordularına karşı defalarca göstermiş olmasındandır.
Türk orduları karşısında geri
çekilmek zorunda kalan Napolyon, Türk milleti için; ‘İnsanları yükselten iki
büyük üstünlük vardır: Erkeğin cesur, kadının iffetli olması. Bu iki üstünlüğün
yanında bir üstünlük daha vardır. Vatana her şeyi feda edecek kadar bağlı
olmak. Bunlar büyük kahramanlıkları, elem ve kedere karşı koymayı doğurur. İşte
Türk’ler böyle kahramanlardır.’ derken, Çanakkale savaşlarına katılan Sir
Julien Corbet ‘Çanakkale’de başarılı olamadık. Nasıl başarılı olabilirdik ki?
Çünkü Türkler, yuvasına girilmiş aslanların hidayetiyle, cüret, cesaret ve
kahramanlığıyla savaşıyorlardı.” demiştir.
Bugün burada bulunan
gazilerimiz ülke, devlet, millet gibi hepimizin inandığı kutsal değerler uğruna
savaştılar. Türk’ün bayrağının yere inmemesi için cepheden cepheye koştular.
Kendi hayatlarını hiçe sayarak Çanakkale’de Irak’ta, Kafkaslar’da, Kore’de,
Kıbrıs’ta ülke menfaatleri için savaştılar. Onlar Atalarından devraldıkları
üstün cesaret ve fedakarlık meziyetini sürdürdüler.
Mazisi kahramanlık dolu
zaferlere süslü milletimize bu onurlu hatıraları kazandırıp nesilden nesile
devredilmesini sağlayan ve bu gün saadetini duyduğumuz hürriyetimizin teminini
sağlayan gazilerimizle ne kadar övünsek azdır.
Vatan savunması uğruna al
bayrağı kendisine kefen yapmış nice şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize
şükran ve saygılarımızı sunuyoruz.”
II Kad. Uzm. Jan. Çavuş Serkan
Coşkun’un bu anlamlı konuşmasının ardından program, öğrenciler Büşra Şimşek ‘Ya
Şehit Ya Gazi’ ve Emre Kocagöz de ‘İstiklal Şehitleri’ adlı şiirleri
seslendirmesinin ardından sona erdi.
“