“
Takip okurlarım bu haftada sizlere kavuşmanın sevinci
içindeyim. Neredeyse yeni yılın ilk ayını bitirmek üzereyiz. Günler, nedense
son senelerde daha bir hızlı geçmekte. 90’lı yıllar dün gibi aklımda.
90’lı yıllar Sovyetler
Birliği’nin dağılmasıyla, onlara bağlı bulunan diktatörlerinde halkın
diretmesiyle kumdan kalelerin yıkılması gibi yıkılmışlardı. O zamanlar internet
ve hızlı haberleşme imkânı olmasa da tek kanalın en favori programlarından olan
32. Günde gördük. Romanya Devlet Başkanı Çavuşesku’nun karısıyla birlikte
kurşuna dizilme olayını.
Hâlbuki ne ateşli konuşmalar
yaparak ülkesinin ve rejiminin dimdik ayakta durduğunu dünya kamuoyuna
yansıtmıştı. Kazın ayağı hiçte öyle değildi. Malum diktatör bir polis ve muhbir
devleti haline getirdiği ülkesinde halkına değil de kafasındaki baskıcı rejime
güvenmekteydi. Arkasında devamlı duracağını zannettiği S.S.C.B. yıkılınca
kâğıttan gemide batıverdi.
Şimdilerde bir isyan da Tunus
Devleti’nde yaşanmakta. Bilmenizi isterim Tunus’u Fransızlardan kurtaran Habib
Burgiba’yı devirerek, 10 milyonluk Tunus’u 23 yıldır yöneten Bin Ali
çiftliğinden kaçmak zorunda kaldı.
5 milyar $ kişisel servetiyle
(İsviçre ve Fransa bankalarında) kaçarken yanında, uçağın kapasitesinin aldığı
kadar ki 1.5 ton’cuk altınla Suudi Arabistan’a sığınıverdi. Çok düşünmemize
ve uluslararası ilişkiler mezunu
olmamıza da gerek yok.
Ne olmuştu da hep Bin Ali’nin
yanında yer alan ABD ve Fransa son anda kendi getirdiği diktatörüne sahip
çıkmamıştı. Bu durum son derece önemlidir. ABD artık bu bölgelerde daha önce
işini gördüğü veya işini gördürdüğü rejimler ve kişileri değiştirmek
istemektedir. Çünkü eşek artık ölmüştür. Yeni taşıma araçları lazımdır.
Sırada Fas vardır, Mısır
vardır, Libya vardır. Yazımın başında da belirttim zaman çok hızlı bir şekilde
geçiyor diye. Daha ben çocukken Mısır’ın başında Hüsnü Mübarek vardı ve hala da
başında.
Okuduğumuz makalelerden ve
aldığımız bilgilerden, yerine oğlu Cemal Mübarek’i getirmeyi planlamakta. İşte
size Arap demokrasisi. Sadece halkının bu gününü değil yarınlarını da
sömürmekte. Tunus’ta, Libya’da, Mısır’da ve şu an Fas’ta olduğu gibi!
Yazımı Tevfik Fikret’in
şiirinden bir dizeyle bitirmek istiyorum. Herkes payına düşeni alsın lütfen. Bir
sonraki yazımda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın…
Yiyin efendiler
yiyin, bu han-i istiha Ataköy vip escort sizin,
doyunca,
tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin.
Bu harmanin gelir
sonu, kapıştırın Antalya türbanlı escort giderayak,
yarın bakarsınız
söner bugün çıtırdayan ocak.
Bugünkü mideler
kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
atıştırın, tıkıştırın,
kapış kapış, ankara eve gelen escort çanak çanak…
Yiyin efendiler
yiyin!
“