MHP Karacabey İlçe Başkanı Hüseyin Erol, dolu ve yağmurdan zarar gören çiftçilerle bir araya geldi. Erol, Suriyeli mültecilere sağlanan imkanların bir kısmını da çiftçilere sağlanmasını istedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Karacabey İlçe Başkanı Hüseyin Erol, yağmur ve dolu sonrası zarar gören Bakırköylü çiftçilerle bir araya geldi.
Başkan Yardımcısı Fahri Köfteci, Yönetim Kurulu Üyesi Tamer Dönmez ve Belediye Meclis Üyesi Ferruh Artan ile birlikte Bakırköy’e giden Hüseyin Erol, gördüğü manzara karşısında büyük üzüntü yaşadığını söyledi.
Bakırköy, Yeşilova ve Tepecik ovalarının dolu ve yağmurdan çok fazla etkilendiğini ifade eden Erol, hasat zamanına kısa bir süre kalan mahsullerin yerle bir olduğuna tanık olduklarını belirtti.
Bakırköy Muhtarı Kazım Önen ve Ziraat Odası Başkan Yardımcısı Cengiz Kula önderliğinde zarar gören tarlaları inceleyen MHP’li ekip, zarar gören çiftçilerle de bir araya geldi.
MHP Karacabey İlçe Başkanı Hüseyin Erol, incelemeler sonrası yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Gördüğümüz manzara işler açısı idi. Yağmur ve dolu o kadar sert ve yoğun yağmış ki, yeşil haldeki domatesleri patlatmış. Hatta dolunun şiddeti ortadan ikiye ayrılmış olan karpuzlardan çok daha net anlaşılıyor. Biberlerin ise sadece sapları kalmış. Sadece Bakırköy sınırları içinde takriben 8 bin dönüm arazi telef olmuş durumda.
Arazideki hasarı yerinde, bir çok alanı gezerek gözlemledikten sonra, Bakırköy sakinleri ile istişare yapma imkanı bulduk. Birçok ekili arazinin, hala miras sistemiyle alakalı olarak intikallerinin yapılmamış olması sebebiyle ÇKS yapılamadığı, bu kapsamda da TARSİM sigorta kapsamına alınmadığı bilgisine ulaştık. Gerçi çiftçinin pamukla su içtiği bir ortamda sigorta yaptıracak parayı da nerden bulacağı konusu ayrı bir muamma.
Ayrıca çiftçilerin devlet ve özel bankalar aracılığı ile ÇKS’ye bağlı almış olduğu krediler açıklama kısmında ‘Zirai Kredi’ yazmakta. Yaşanan olaylardan sonra bakalım, keseri hep kendilerine yontma özelliğine sahip bankalar bu yaşananlardan sonra ne kadar duyarlı olacak?
Tarım Bakanımız ve sayın yetkililer devamlı ‘ürünlerinizi sigortalatın, TARSİM sigortası yaptırın’ diye boy boy demeç veriyorlar. Bankaları bir tarafa koyarsak, umarım TARSİM zarar ziyan bedeli öderken hasar tespiti sırasında öküzün altında buzağı aramak mantığı ile hareket ederek, çiftçinin hakkını yemez.
Neden böyle söylüyorum. Bundan yaklaşık 2-3 yıl önce bir ağabeyimin 360 dönüm Baldo çeltiğini dolu yerle bir etmişti. TARSİM’in bir sürü mazeretler üreterek ödediği para 15.000 TL idi. Yıllardır süre gelen ve hep üzerine basa basa değindiğimiz girdi maliyetlerinin her sene kat be kat artığı ortamda, ürün bedellerindeki artış ya yerinde saymakta, ya da komik rakamlar ile artış göstermekte. Girdi maliyetleri ile kıyasladığında devenin yanında kulağı bırakın tüy bile etmeyen bir oranda önümüzde duruyor.
Buna ek olarak çiftçinin kendi imkanları, kendi öz sermayesi ile yaptığı artezyen kuyularından da dönüm başına para toplanmaya başlandı. Geçtiğimiz yıl dönüm başına 2-3 TL civarında olan bedeller bu sene 5,60 TL’ye yükseldi.
Allah aşkına düşün artık şu çiftçinin yakasından
Her türlü mağdurun ve mazlumun yanında olan sayın yetkililerin çiftçileri de yaşanan bu felaketten sonra unutmamasını temenni ediyorum. En azından şu Suriyeli mültecilere sağladığınız imkanların bir kısmını da çiftçilere sağlasanız yeter. Devlet Baba’nın çiftçiler konusunda babalığını gösterme vakti geldi de geçiyor diye düşünüyorum”