Karacabey eski Belediye Başkanı Ergün Koç, Türkiye ekonomisini değerlendirdi. Yaptığı araştırmayı kamuoyuyla paylaşan Koç, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını söyledi.
Koç, sayısal verilerle de ortaya sunduğu açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bir ekonomide belirli bir dönemde üretilen tamamlanmış (nihai) mal ve hizmetlerin piyasa fiyatları ile ifade edilen değerleri toplamı, o ülkenin gayrisafi milli hasılasının (GSMH) ne kadar olduğunun göstergesidir.
Gayri safi yurtiçi hasıla ise (GSYİH), bir yıl süresince sadece ülke sınırları içerisinde üretilen ve piyasaya sunulan mal ve hizmetlerin, o ülkenin para birimine göre değerlendirmesi ile oluşan rakamdır. Bu açıdan gayri safi milli hasıla, yurtdışından elde edilen değerleri de içermektedir. Başka bir deyimle, gayri safi milli hasıla (GSMH), bir ülkenin yurtdışında çalışan vatandaşlarının ülkeye gönderdikleri faktör gelirlerinin (ücretler gibi) gayri safi yurtiçi hasılasına eklenip ülkede çalışan yabancıların kendi ülkelerine gönderdikleri faktör gelirlerinin düşülmesiyle elde edilen değer (kar payı, faiz geliri) o ülkenin gayri safi milli hasılasını gösterir.
Ülke vatandaşlarının gelir seviyesini ifade eden gayri safi milli hasılasının o ülke sınırları içerisinde yaratılan toplam gelirleri, ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının (GSMYİH) belirlenmesinde önemli bir faktördür. Gayri safi milli gelir (GSMH) hesaplamalarında iki yöntem kullanılmaktadır. Birinci yöntem hesaplamalarda, yıllık enflasyonun etkisi gözetilmez. Yıl içinde yayınlanan rakamlar üzerinden elde edilen gelirler toplanır ve böylece toplam milli gelir ifade edilir. Üretilen mal ve hizmetlerin güncel değerleri üzerinden milli gelir hesaplanarak o ülkenin GSMH ulaşılır.
İkinci yöntemde ise, sabit fiyatlarla milli gelir hesaplamaları yapılır. Örneğin; 100 liranın 1998, 2002, 2013 ve 2014 yılında satın alma gücü hesaplanır ve yıllar itibarı ile karşılaştırmaları yapılır. Böylece gerçek büyüme rakamlarına ulaşılır. Tabii ki bu şekilde oluşan değerler, nominal milli gelir değerleri ile aynı olmayacaktır. Bu itibarla, bu yöntemde belirli bir yıl baz alınarak o yıla endeksli olarak enflasyondan arındırılmış reel rakamlarla gerçek büyümeye ulaşılır. Bu yöntem ile hesaplanan gayri safi milli hasıla ile gayri safi yurtiçi hasıla üzerinden ekonomiyi değerlendirmek isabetli ve gerçekçi bir yöntem kabul edilir.
Bu çerçevede Türkiye ekonomisinin, 2002-2014 yılları arasında sabit fiyatlarla ne kadar büyüdüğünü anlayabilmek ve bulabilmek için enflasyondan arındırılmış sabit fiyatlarla da gayri safi milli hasıla ile gayri safi yurtiçi hasılayı ifade etmek, gerçek olarak büyümenin ne kadar olduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır.
Son yıllarda fert başına düşen milli gelirin, ülkemizde 3.500 dolardan 11.000 dolara kadar yükseldiği yani fert başına düşen milli gelirin dolar bazında son 10 yılda üç kattan daha fazla büyüdüğü bazı kesimlerce ifade edilmektedir. Acaba durum söylendiği gibi midir? Tabii ki, sabit fiyatlarla yani enflasyondan arındırılmış yöntemlerle yapılacak hesaplamalar, cari fiyatlar ve döviz kuru ile yapılan hesaplamalar söylendiğinin aksine farklılık arz etmektedir.
Türkiye’de son yıllarda rekor düzeyde arttığı iddia edilen ve cari rakamlarla doğru olarak kabul gören fert başına düşen milli gelir, gerçek değerler ile benzerlik arz etmemektedir. Bu değerlendirmeden sonra gelelim 2002-2014 yılları arasında oluşan milli gelir rakamlarına. Oluşan nominal rakamlar ile enflasyondan arındırılmış gayri safi milli hasıla rakamları ve fert başına düşen milli gelir rakamları şu şekilde ortaya çıkmaktadır. Devlet İstatistik Enstitüsü, Ekonomi Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı verileri ile diğer ekonomik birimlerden alınan rakamlar çerçevesinde oluşan rakamların değerlendirmesini yapalım:
-Görüleceği üzere, 2002 yılında cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) 350.479 milyar TL iken, 2013 yılı sonunda 4,44 kat artışla 1.559.160 milyar TL’ye ulaşmıştır.
-2002 yılında cari fiyatlarla fert başına düşen milli gelir 5.310 TL iken, 2013 yılı sonunda 3,86 kat artışla 20.500 TL olmuştur.
-Yine cari fiyatlarla 2002 yılında fert başına düşen milli gelir dolar bazında 3.492$ iken, 2013 yılı sonunda 3.77 kat artışla fert başına düşen milli gelir 10.818$ gösterilmektedir.
Gelelim enflasyondan arındırılmış rakamların değerlendirmesine;
-2002 yılında gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) 72.520 milyar TL iken, 1.68 kat artışla 2013 yılı sonunda 121.911 milyar TL’ye ulaşmıştır.
-Aynı şekilde, 2002 yılında sabit fiyatlarla fert başına düşen gelir 1.099 TL iken, 2013 yılı sonunda fert başına düşen milli gelir 1.45 kat artışla 1.603 TL’ye ulaşmıştır.
-Dolar bazında 2002 yılında, enflasyondan arındırılmış fert başına düşen milli gelir 4.240$ iken, 1,46 kat artışla 2013 yılı sonunda fert başına düşen milli gelirin 6.187 dolara ulaştığı anlaşılmaktadır.
Kalkınma Bakanlığı verilerinde 1998 yılı fiyatları ve kurları baz alınarak yapılan hesaplamalara göre, sabit fiyatlarla kişi başına düşen gelir 2002 yılında 4.240 $ iken, 2013 yılı sonunda aynı şekilde fert başına düşen gelirin 6.187 $ olduğu anlaşılmaktadır.
Reel anlamda, söylendiğinin aksine gayri safi milli hasıla (GSMH) 4,5 kat artmamış, dolar bazında fert başına düşen gelir 10.818 dolara ulaşmamıştır. Gerçekte fert başına milli gelir 2002 yılından 2013 yılı sonuna kadar 4.240 dolardan 1,46 kat artışla 6.187 dolara ulaşmıştır.”