Ülkemizde gerginlik tavan yapmış, milletin yarısı, diğer yarısına düşman edilmiş. Toplumun arasına nefret tohumları ekilmiş. Demokrasi kalmamış. Hukuk ayaklar altına alınmış durumda. Anayasa Başkanı Haşim Kılıç’ta artık isyan bayrağını çekmiş “Adaletin kestiği parmak kanıyor. Yargının asli sebebinden uzaklaştırılarak başka amaçlar için kullanılıyor. Vesayet değişti, başka bir grubun (AKP) emrine girdi” diyor. Bir ülkede hukuk yoksa o ülke ayakta kalamaz. Ülke kaos’a girer. İnsanlar kendilerini hukukla güvence altında hissederler.
Müslüman insanlar yalan ve iftiradan korkarlar. Yalanın büyük günah olduğunu bilirler. Yalan söylemekten çekinirler. Ancak devlet yönetenler yalan söylemekten çekinmiyor, aynı söyledikleri yalana devam ediyorlar. İnsanları birbirine düşürüyor ve insanlar arasında nifak tohumu saçıyorlar.
Bülent Arınç’a suikast girişimi var dediler yalan çıktı. Ergenekon ve Balyoz ile Orduya kumpas kurdular. Türk ordusunun subaylarının kendi jetlerini vuracak kadar alçaldığını, camilerini bombalayacak kadar cani iftirasını attılar. Yalan çıktı. Gezi eylemlerinde camide içki içtiler dediler yalan çıktı. Cami imamı “Camide içki içilmedi, ben Müslüman adamım yalan söyleyemem” dedi. İmamı sürgün ettiler. Sümeyye hanıma suikast yapılacak dediler yalan çıktı. Gezi eylemlerinde “Taksimdeki 5 yıldızlı otelin otopark’ı revir yapıldı” dediler yalan çıktı. KPSS, YGS ve ÖSYM’de yalanlı sınav yaptılar, yandaş çocuklarını yüksek okullara sokmak bunlarda ama konuyu yıllarca aydınlatmamak bunlarda. Daha çok yalanlarını da sıralayabilirim. Bunlar her şeyi suiistimal ediyorlar, mesela namaz bitince camide mikrofonu alıp konuşma yapmak Davutoğlu’na mubah mı? Cami siyasi arena yeri değil, ibadethanedir.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurun başı Erdoğan yine Kabataş yalanını diline doladı. Ver yansın etti. Yandaş, havuz medyası boş durur mu, 13 kalem aynı başlıkta iftiraya devam etti. Bıkıp usanmıyorlar da, Kabataş yalanını tekrarlıyorlar. Acaba bunlar Türk halkını kaz yerine mi koyuyorlar? Bidon kafalı olduğunu mu zannediyorlar?
Bir yandaş gazetesi var, Müslüman kişiler böyle yalan söyleyenlere “Allah akıl ihsan etsin” derler. Hatırlarsınız Kabataş’ta gezi olayları sırasında bir türbanlı kadının taciz edildiğini uydurmuşlardı. Bedenlerinin üstü çıplak, deri pantolonlu, başları bandanalı, elleri eldivenli 60-70 kişilik bir erkek gurubu bu kadını taciz etmiş, üzerine işemişler, darp etmişler, pusetteki bebeğini havaya attıklarını, kadına yardım etmek isteyen yaşlı bir adam ile torununu öldüresiye dövdükleri yalanını uydurmuşlardı. Ne kadın, ne ihtiyar hastaneye gidip tedavi olup rapor almamışlardı. Erdoğan bunu her gittiği yerde toplumu tahrik etmek için ballandıra ballandıra anlatmıştı. Bununda yalan olduğu meydana çıktı. Polis toplam 2650 saatlik kamera kaydını incelemiş, olay sırasında bölgeden geçenlerin cep telefonu sinyallerinden kişileri bulup sorgulamış, 161 kişinin facebook hesaplarını incelemiş, bu olayın tek görgü tanığını bulamamıştı. Ne kadına taciz edenler vardı nede kamera kaydı.
Bu gazetenin iddiasına göre “paralel polisler” bu taciz anını gösteren 52 saniyelik bölümü kayıtlardan silmiş. Gazete bu olayın öncesinden ve sonrasından hiç söz etmiyor. Herhalde çıplak üstler başka dünyadan geldi. Olay gerçekleşti ve tekrar dünyalarına döndüler. Bu fanteziye de yalanın daniskası denir. Hükümet ve yandaş-yalancı havuz medyasının en büyük korkusu “paralel yapı”.
Kabus içinde sabah kalkıyorlar paralel yapı. Gündüz işleri güçleri paralel yapı. Yahu siz daha düne kadar bu paralel yapı ile beraber değil miydiniz? Ne istediler ise vermediniz mi? Orduya beraber kumpas kurmadınız mı? Hasta yatağındaki insanları hapse attırmadınız mı? Kahraman subaylarımızın intiharına sebep olmadınız mı? Genel Kurmay Başkanımızı hapse attırmadınız mı?
Artık bu yalanları bırakın, utanın, eğer utanç duygunuz varsa rezil olduğunuz yetmiyor mu? Birde Müslümanız diye bu toplum içinde yönetici, basın olarak geziyorsunuz.