Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Karacabey Şube Başkanı Haluk Aka, 17 Aralık’ta başlayan ve ülke gündemini sarsan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili açıklama yaptı. Yaşananları, ‘Cemaat-İktidar’ gerginliğine bağlayan Aka, ‘Temiz bir Türkiye’ olgusuna dikkat çekti.
ADD Karacabey Şube Başkanı Haluk Aka, konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Geçtiğimiz günlerde iktidar ile cemaat arasında dershanelerin kapatılması kararı üzerine başlayan ‘güç savaşı’ farklı bir boyut kazanmış ve 17 Aralık’ta bazı bakanlar, oğulları, iş adamları ve bürokratların adlarının karıştığı rüşvet skandalı patlak vermişti. Operasyonlar sonunda aralarında bakan çocuklarının da olduğu 24 kişi tutuklandı, 3 bakan da istifa etmek zorunda kaldı.
Batı demokrasilerinde bakanları, bürokratları ve onların aile bireyleri böyle büyük bir yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla suçlanan bir başbakan derhal istifa eder. Ancak ne var ki, 17 Aralık’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan yolsuzluk operasyonundan bu güne yaşanan gelişmelere baktığımızda, iktidar hedefte kendisinin olduğu düşüncesiyle önce, söz konusu soruşturmanın sağlıklı yürütülmesini engellemek üzere soruşturmayı yapan adli kollukta görevli emniyet müdürleri ile 400 polis memurunu görevden aldı. Yerlerine yeni atamalar yaptı. Bu yetmedi, Adli Kolluk Yönetmeliğini değiştirip Anayasa’ya aykırı olarak adli kolluğun mülki amire bilgi vermesini zorunlu kıldı. Böylece yürütmenin yargıya müdahalesinin önünü açıp, iktidar ve yakınlarına ‘değecek’ her türlü soruşturmanın önünü kesmeyi amaçladı. Bütün bunlar yargıya açıkça müdahaledir.
Öte yandan Başbakanlık Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın cemaati ‘milli orduya kumpas kurmakla’ suçlaması çok vahim bir iddiadır. Biz yurtseverlerin yıllardır dile getirdiği Ergenekon, Balyoz, Oda Tv ve benzeri davalardaki hukuksuzluklarında itirafı niteliğindedir. O zaman iktidara soruyoruz, Cemaat orduya kumpas kurarken siz neredeydiniz? Cevabı biz verelim; orduyu birlikte çökerttiniz. Bu konuda Cumhuriyet Savcıları’nı göreve çağırıyoruz. Hemen belirtelim; o davalardaki hukuksuzluklar kamuoyunun vicdanında kanıtlanmıştır. Oysa bugün kutu kutu, kasa kasa kanıtlar ortada iken, iktidar böyle bir soruşturmayı engellemeye çalışmaktadır.
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının, ‘iktidar-cemaat çatışması’, ‘iktidara komplo’ iddiaları ile perdelenmesi, unutturulması ve üzerinin örtülmesine, hangi çevreden kaynaklanırsa kaynaklansın yargıya yönelik kuşatma ve baskıya şiddetle karşı çıkıyoruz.
Yaklaşık iki yıldır meydanlarda, yakın zamanda ‘Gezi’ ve sonrasında tüm yurda yayılan eylemlerde kendisini gösteren halkın gücü, iktidarın sallanmasını sağlamıştır. İktidarın baskıcı tutumunu arttırması, hukuk ve demokrasi dışı adımları, bu gücün karşısında duyduğu çaresizlik ve şaşkınlıktandır.
Halkımız son 10 yıldır vatanı, milleti ayrıştırarak Cumhuriyeti hedef alan, yolsuzluğa, hukuksuzluğa batmış bir iktidarın kendisini yönetmesine daha fazla izin vermemelidir.
Şimdi önemli olan, önümüzdeki seçim sürecinin, ‘ulusal’ yönetimi iktidar yapacak bir geleceğe yol açabilmesidir. Bunun için halkın kararlılığı ve gücü yanında iktidar partisi içinden de olmak üzere ülkede hukuk ve demokrasi kurallarının işlemesini, ‘Temiz bir Türkiye’yi hedefleyen her kesimi el ele vermeye çağırıyoruz.”